Gün geçmiyor ki bir yangın haberi duymayalım. Üzerimizden geçen yangın helikopterlerini duydukça, karşımızda gökyüzünün kapladığı dumanları gördükçe elinden hiçbir şey gelmeden sadece bakıyor olmak, çaresiz kalmak ne acı.
Ülkemiz ve tüm dünya son yıllarda sürekli bir felaketler silsilesi ile karşı karşıya.
Son yıllarda yaşanan bu felaketlerin ardı arkası kesilmez oldu. Hele ki bu her yaz yaşanılan yangınlar, doğamızın katledilmesi için kimi zaman bilerek yapılan, yakılan, nefesimizin sebebi ormanlarımızın yok olması canımızı fena halde yakıyor. Bunun bir sürü sebebi var. Sabotaj, sigara izmariti, yasak olan yerlerde yakılan mangallar, cam kırıkları, anız, elektrik direği kaçakları vs. vs. fakat alınan önlemler ne kadar yeterli, bizler vatandaşlar söylediğimiz kadar duyarlı mıyız, dikkatli miyiz? Yoksa hepimiz klavye şövalyesi miyiz? Orası tartışılır tabi. Çünkü lafa baktığında herkes dikkatli, herkes duyarlı, herkes vatansever… Bu yaşanan acılarda gökten zembille iniyor zaten. İnsanoğlu kabahatinde değil.
Velhasıl hepimiz çok iyi biliyoruz ki bu yangınların birçoğu dikkatsizlik ve tedbirsizlik yüzünden çıkıyor.
Farkında mısınız bilmiyorum ama bu yangınlar son yıllarda en çok Çanakkale bölgesinde arttı. Tarihi Alan Başkanlığı hemen hemen neredeyse her yıl en az birkaç kez yangın felaketi ile karşı karşıya kalıyor. Ve bu son 15 Ağustos yani 2 gün önce yaşanılan büyük yangında sebep elektrik direğinden çıkan kıvılcım imiş. Ve yapılan açıklamalarda da bu yıl ki yangın sebeplerinin çoğunluğunun elektrik direklerinden kaynaklı olduğu söylendi. Peki öyleyse her şeyden önce bunun önleminin acilen alınması gerekmiyor mu? Her yıl aynı acıları yaşamamız mı gerekiyor?
Bütün elektrik direkleri yer altından geçirilip bu acıların yaşanmasının en büyük sebeplerinden birinin ortadan kaldırılması için halen ne bekleniyor? Bakın yine 2 gündür ciğerlerimiz yandı. Tarihimiz yandı. Çok şükür tarihi bir yapıya zarar gelmeden büyük uğraşlar sonucunda kontrol altına alındığı söylendi açıklamalarda bir nebze de olsa belki teselli ama gel gör ki yine burada yanan; onca ağaç, içinde yaşayan onca canlı ve yangınla mücadele ederken her yeri yanık görevliler oldu. Sosyal medyada paylaşmak ile hiçbir şey çözülmüyor. Çünkü bu yaşananlar ilk değil, sonda olmayacak. En kısa sürede bunun çaresini hayata geçirmek başlıca görev olması gerek. Tarihimiz yok olursa, biz de yok oluruz. Bunun bilinciyle öncelikle Tarihi Alan Başkanlığı’ndan başlamak üzere tüm ülkemizde, tüm elektrik hatları yer altından geçirilmeli ya da bu mümkün değil ise en iyi şekilde hepsinin tek tek tekrar yapılandırılmasının yapılmasını, hiçbir şekilde yangına sebebiyet vermeyecek şekilde yenilenmesi, eğer ki yine elektrik hatlarından kaynaklı yangınlar olduğu takdirde sebebi olan elektrik şirketi çalışanları dahil tüm yetkililerinin cezalandırılacağı bir sistemin hayata geçirilmesini temenni ediyorum.
Yani bu kadar basit olmamalı bunun cevabı;
“Yangının sebebi elektrik direğinden çıkan kıvılcımdan kaynaklı.”
Hangi yıldayız, hangi çağdayız. Elektrik direği neden kıvılcım çıkarır? Neden hep yaz sıcağında ve rüzgarlı havalarda çıkar bu kıvılcım bir araştırılsın bakalım. Yani diyeceğim şu ki eğer ki bu yangınların en büyük sebebi bu ise yani ciğerlerimizin yanmasına bir kıvılcım sebep oluyorsa, bu kıvılcımın önüne geçmeli kıvılcımın çıkacağı bütün yollar kapatılmalı. Bakalım çıkabilecek mi o zaman.
Kısacası bu büyük üzüntüler, küçücük kıvılcımın tekeline kalmamalı.
Umarım memleketimde de, ülkemde de yaşanan bu son yangın olsun…