Sağlık Bakanlığı tarafından 25 Temmuz tarihinde MHRS’de aile hekimine yönlendirme uygulaması hayata geçti. Yani hasta olan birisi MHRS’den randevu almak istiyorsa eğer öncelikle aile hekimine gitmesi için teşvik ediliyor. Devlet hastanelerindeki yoğunluğun azalması için yapılan bu uygulama, sorunlarını sık sık dile getiren ve defalarca bu yüzden iş bırakma eylemi yapan aile hekimlerini memnun etmedi. Çanakkale Aile Hekimleri Derneği uygulamanın hayata geçirilme şekli ve zamanlamasının sağlık sistemindeki yapısal sorunları çözmekten uzak olduğunu belirtti.
Sağlık Sistemindeki Yapısal Sorunları Çözmekten Uzaktır
Yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı, “25 Temmuz 2025 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından devreye alınan “Aile Hekimine Yönlendirme” uygulamasıyla, hastanelerden Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden randevu almak isteyen vatandaşların öncelikle aile hekimine başvurmaları teşvik edilmektedir. Bu uygulama kamuoyuna hastanelerdeki yoğunluğun azaltılması için bir çözüm olarak sunulmuştur. Ancak uygulamanın hayata geçirilme şekli ve zamanlaması sağlık sistemindeki yapısal sorunları çözmekten uzaktır.
Bir Hekimin Yıllık Muayene Sayısı 5 Bin
Mevcut durumun rakamlarla özeti ise şu ifadeler ile açıklandı: “Türkiye’nin nüfusu 31 Aralık 2024 itibarıyla 85.664.944 kişidir. Toplam hekim sayısı 210.000, aile hekimi sayısı ise yalnızca 30.000 civarındadır. 2024 yılında sağlık sistemine yapılan toplam başvuru sayısı 954 milyon ’dur. (Bunun yaklaşık yüzde 50’si aile hekimlerine yapılmıştır.) OECD ülkelerinde her 1000 kişiye 3,7 hekim, Türkiye’de yalnızca 2,2 hekim düşmektedir. Bir hekimin yıllık muayene sayısı OECD’de ortalama 1.600 iken, Türkiye’de bu rakam 5.000’in üzerindedir. Bilimsel bir muayene için önerilen süre 10–15 dakika iken, Türkiye’de muayene süreleri sıklıkla 5 dakikayı dahi bulmamaktadır.”
Aile Hekimi Sistemi Üzerinden Kriz Yönetimi Sağlıksızdır
MHRS üzerinden randevu bulamama sorununun tüm sağlık sistemini etkileyen kronik yapısal bir sorun olduğunun altı çizilirken bu sorunun çözümünün hali hazırda aşırı iş yükü altında çalışan ve yeterli fiziki imkanlara sahip olmayan aile hekimlerin üzerine atıldığı kaydedildi. Açıklamanın devamında ise, “Bu krizin sorumluluğunu sahaya yıkmaktan başka bir şey değildir. 1 Kasım 2025’te yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin birçok maddesi Danıştay tarafından durdurulmuş, dosya Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır. Bu gelişme, aile hekimliğinin hem hukuki güvenceden hem de kurumsal istikrardan yoksun bırakıldığını açıkça ortaya koymaktadır.” ifadeleri kullanıldı.
Aile hekimliği uygulamasının güçlendirmenin yolu ile ilgili de şu görüşlerini paylaştılar: “Aile sağlığı merkezlerinin fiziki altyapısının bilimsel standartlara göre iyileştirilmesi, aile hekimlerine yönelik angarya iş yükünün sonlandırılması, hak ediş sisteminin sade, adil ve öngörülebilir hale getirilmesi, genç hekimlerin aile hekimliğini tercih etmelerini sağlayacak yapısal teşviklerin sunulması, hekim başına düşen nüfusun azaltılmasıdır. Vatandaşlarımızın sağlık hizmetine erişimini kolaylaştırmak için çözüm, aile hekimine daha fazla hasta yönlendirmek değil; aile hekimliğini bilimsel temellere dayalı birinci basamak sağlık sistemi olarak güçlendirmektir. Sağlık politikalarının günü kurtaran değil, uzun vadeli ve bilimsel çözümler üretmesi gerekmektedir. Aksi halde, zaten sınırda çalışan aile hekimliği sistemi çökecek; bu çöküş, tüm sağlık sistemini etkileyecektir.”
Fotoğraf: İHA