Kendimizi sevmediğimiz süre boyunca hayatımızın ne kadar da zor olduğunu fark etmemiz çok zaman alabilir. Yaşadıklarımızla barışmazsak, onları kabul etmezsek hep mutsuz ve huzursuz olabiliriz hatta geçmiş yakamızı bir türlü bırakmaz. Aslında ben insanların mutsuz olmalarının kendi suçları olduğuna inananlardanım. Yaşadığım her şeyin sorumlusu benim, ben izin verdim. Bunları kabul etmek gerçekten oldukça zaman alıcı şeyler. Sürekli geçmişte yaşamak, sürekli keşkelerle yaşamak hayatımızı zorlaştırmaktan başka ne yapıyor ki bizlere.
Mesela sürekli aynı tip insanlarla karşılaşmak, hayatının bir döngü içerisinde olması, sürekli aynı sonla biten hikayelerin sizi bulması hepsinin sorumlusu aslında sizlersiniz. Kendinizi sevmemiş ve kabul etmemişseniz eğer bunları yaşamanız oldukça doğal. Öncelikle biyonik insan olmadığımızı, yapımız icabı her şeyin üstesinden gelemeyeceğimizi sık sık hatırlatalım kendimize. Yanlışlarımızı, eksiklerimizi bilelim ama hoş görelim kendimizi. Bu o kadar önemli ki bazı insanlar hatta başkalarına daha hoşgörülü davranırlar ama kendilerine asla bu toleransı sağlamazlar. Bu bence istemsizce yaptığımız fedakarlıklardan birisi.
Aslında her insanın içinde ideal bir insan yatar hep olmak istediği ama bir türlü olamadığı. İdeal insan gibi olamadıkça hor görür aşağılamaya başlar kendini. Pozitif kalmak ister ama pozitif kalamadığı için başarısız görür ve yine aşağılar kendini. Aslında mutsuz olmamızın sebebi yaşadıklarımız da olmayabilir farketmemiz gereken şey de bu. Kafamızda ki o ideal insan olamama durumu bizi çok üzüyor ve kendimizi sevmekten vazgeçiyoruz. Hayal ettiğiniz o ideal insanı yakalayamayabilirsiniz. Bunun için attığınız her adımda kendinizle gurur duymalı hor gördüğünüz kadar da hoş görmelisiniz ki ruhunuz ve bedeniniz birbirini sevsin. Bütün bunların bizi götürdüğü yol, biraz daha büyümek, kendimizi biraz daha geliştirmek ve olgunlaştırmak olmalı.
İnsanlar kendileriyle çok konuşurlar hepimiz yaparız bunu öyle değil mi? Peki sizler nasıl konuşuyorsunuz kendinize. Başarılarından bahsetmek yerine başarısızlıklarından bahsediyorsanız sürekli kendinizi sevmek zorlaşıyor aslında. Bütün bunların bizi götürdüğü yol, biraz daha büyümek, kendimizi biraz daha geliştirmek ve olgunlaştırmak olmalı.
Bizden başka herkesin halinden memnun olduğunu, kendine güvendiğini zannederiz. Değişmek isteyen sadece bizizdir. Uzaktan baktığınızda herkesin hayatı mükemmel sizin ki değilmiş gibi gelir. Yanımızdan geçerken gülen insanların mutlu olduklarını düşünürüz ve biz neden olamıyoruz diye sorgularız. Belki de başkaları sizin için de böyle düşünüyordur bilebilir miyiz?
Kendimize nasıl davrandığımızı fark edince, bunu değiştirme gücünü de kazanmış oluyoruz. En değerli hedef kendini sevmek ve kabul etmektir. Göreceksiniz ki kendinizi olduğunuz gibi kabul etmek için çaba harcadığınızda, kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeniz gerektiğini anladığınızda hayatınız da değişmeye başlayacak. Kendinizi sevmek için bi bahane aramayın, daha güzel, daha zayıf, daha iyi bir mesleğe sahip olmak zorunda değilsiniz. Kendinizi olduğunuz gibi kabul etmelisiniz. Kendinizi sevdikçe daha çok sevilebilir hale geleceksiniz. Ancak kendinizi tamamen sevince olabileceğiniz en iyi insan haline gelebilirsiniz. Kendinize en az başkalarına iyi davrandığımız kadar iyi davranmalı ve hoş görmelisiniz.