Eskilerin deyişiyle önce iş, sonra aş yani ekmek ve son olarak da hayatımızı geçireceğimiz hayırlı bir eş
Ben de bugünkü yazımda iş, aş ve eş konusunda genel bir değerlendirmede bulunmak istedim.
Biz insanoğlunun doğumundan ölümüne kadar bir işle iştigal etmesi ve yaptığı bu iş veya işlerin sonrasında evine ekmek götürmesi, ardından da kendisine uygun bir eşle evlenmesi hayatın vazgeçilmezleri arasındadır.
Hayatının belli bir yaşına kadar tahsil yapan, bu tahsiline orantılı da işini yani mesleğini seçen bireyler, iş sahibi olduktan sonra gelirleri düzeyinde evlerine aş yani ekmek götürmeye başlarlar.
Ancak bazen bireyler gerek kendi istekleri, gerekse şartlar nedeniyle üniversite tahsili yapmayıp çıraklık müessesesi ile bir mesleği öğrenme yoluyla da iş sahibi olma yoluna giderler.
Fakat hangi şekilde olursa olsun kız veya erkekler genç yaşta hayata atılıp evlerine ekmek götürmeye gayret ederler.
Hayatın zorluklarını ve acımasız kurallarını da öğrenerek kendilerini iş hayatında bulan bireyler ekmeklerini yani aşlarını kazanmaya başladıktan sonra soylarını devam ettirmek, gelecek nesillerini oluşturmak için bu kez hayırlı bir eş aramaya koyulurlar.
Bireylerin bu hayırlı eş bulması her iki tarafın tesadüfen veya herhangi bir şekilde birbirlerini görüp beğenmesi, hoşlanması ve arkadaş olması şeklinde tezahür ederken; ailelerin araya girmesi onların bir şekilde yönlendirmesiyle sonuçlandığı da görülebilir.
Hayat şartlarından dolayı son zamanlarda eş bulma ve evlenme yolunu en sona bırakan gençlere de rastlamak mümkündür.
Sonuç itibariyle hayatın bir döngüsü olarak insanoğlu hep bir arayış içerisinde olduğundan kaderin çoğu zaman gerçekleşmesine fırsat vermediği sıralama olarak da gerçekleşebilir bu iş, aş ve eş durumu.
Önemli olan mutlu bir şekilde hayat sürmek olduğuna göre; Allah herkese hayırlı bir iş, hayırlı bir aş ve hayırlı bir eş nasip etsin.
Bir sonraki makalemde buluşmak üzere sağlıcakla kalın. Allah’a emanet olun.