SON DAKİKA
Hava Durumu

Fikirlerin Mezarlığı (15.04.2021)

Yazının Giriş Tarihi: 15.04.2021 09:48

Sosyal çevremizi oluştururken benzerlikleri, aşinalığı ve aynı zevkleri olan kişilerden seçmeye farkında olarak ya da olmayarak önem veririz. Elbette hayat bazen çok farklı kişilerle de yakınlaşmak zorunda bırakabiliyor bizleri. Fakat yine de bir bakış açısında, bir davranış şeklinde, bir şeylerde mutlaka benzerlikler arıyoruz. Yoran insanı hayatımızda istemiyor, içimizin ısınmadığı kişilerden uzak duruyoruz. Bu bizim için hayatı kolaylaştırma şekli belki de. Hem bu sayede karşımızdakiyle sadece bakışlarla bile anlaşabiliyoruz. Sonuçta leb demeden leblebiyi anlayabilmek, anlatabilmek harika bir şey değil mi?

Ancak ekonomist Abel Aganbegyan da; “Tam bir fikir birliğini sadece mezarlıkta bulabilirsiniz” diyor. Peki, neden böyle bir şey söylemiş olabilir? Elbette ki farklılıklarımızdan bahsetmek için. Her birimiz birbirimizin aynısı dahi olsak, yakınlaştıkça farklılıklarımız ortaya çıkıyor. Dışarıdan bir zebra sürüsüne baktığımızda farklılıklarını anlayamazken, zebraları araştıran bir araştırmacı için desenlerindeki farklılıkları ayırt edebilmesi gibi. Böyle olduğunda ne kadar aynı düşünen ortamlara sahip olsak da fikir ayrılıkları kaçınılmaz bir hal alıyor. Dolayısı ile birden çok kişinin, hatta insanın kendisi ile dahi tamamen aynı fikirde olması mümkün değil.

Peki, Aganbegyan’ın sözünü değiştirip bir öğrenme ortamına uyarlasak sizce uyar mı? Herkesin tamamen aynı fikre sahip olduğu bir ortamda öğrenme gerçekleşir mi? Bu soruların yanıtları için öğrenmeyi yeniden incelememiz iyi olabilir. Öğrenmek için bir fikrin kişinin zihninden çıkarak farklı fikirler ile çarpışması, harmanlanması, değişmesi ve yeniden kişinin zihnine dönerek yeni bir bağlantı oluşturması gerekiyor. Öğrenme bunun dışında belki farkında olmadan da gerçekleşebilir ama yine de aslında benzer bir yol izliyor.

Şimdi bir fikri alıp, bunu yüksek sesle dile getirdiğimizi düşünelim. Havada bu fikir yankılanırken, çevredeki kişiler bu fikri görüyorlar ve herhangi bir soru sormayı, fikri parçalara ayırıp analiz etmeyi, yani üzerine düşünmeyi akıllarından bile geçirmiyorlar. Çünkü havadaki düşünce onlar için tamamen aynı. Böyle bir düşünce zihne geri döndüğünde hiç değişmemiş olarak zihinde yerine konuyor. Yeni bir bağlantıya gerek duymuyor. Öyleyse herhangi bir öğrenmeden bahsedebilir miyiz?

Tabii ki bahsedemeyiz. Bu bir tekrar olabilir. Çünkü dönüşüme uğramayan bir bilgi ezberlenmiş ve tekrar edilen bir parça komut gibidir. Etkisi neredeyse yoktur. Bir de böyle bir eğitim, siyaset ortamını düşünsenize. Kimse bir fikir üretmiyor. Var olanlar hayalet gibi geziniyor ve değişikliğe uğramadan geri dönüyorlar. Yenilik yok, değişim yok, var olan süreci yakalamak yok, en önemlisi de yaratıcı düşüncelere saygı yok… Yani her şey pandemi ile terk edilmiş ofis katları gibi hayaletlerin sardığı mezarlıklardan ibaret. Elbette böyle ortamlarda da tıpkı mezarlıklarda olduğu gibi bazen yeni sesler duyulabilir ancak o fikirlerin yaşayabileceğini düşünebilir misiniz?

Dolayısı ile bir fikir en küçük bir etkileşime dahi girmiyorsa, orasının bir öğrenme mezarlığı olduğunu söyleyebiliriz. Böyle bir ortam her zaman bir mezarlık kadar sessiz olmaya mahkûmdur. Peki, ne yapmalı? Hemen 3 Kulhuvallah 1 Elham okuyarak uzaklaşmalı mı? Yani bu da bir tercih tabi. Çünkü bu ortamın üzerindeki ölü toprağını atmak için büyük bir zihinsel değişiklik gerekiyor. Bu da ne yazık ki, daha çok uzun yıllar için imkânsız gözüküyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.