Bugün yazımın konusu Zübeyde Hanım.
Zübeyde Hanım'ın ailesi Osmanlı'da Fatih Sultan Mehmet zamanında Karaman eyaletinden Rumeli topraklarına göç etmiştir. Bu aile Selanik yakınlarındaki Langaza'da tarım ile uğraşan bir Türkmen ailesi olan Hacı Sofu ailesidir. Aile Zübeyde Hanım'ın babası Feyzullah Efendi'nin Sofuzade lakabını taşırdı. Ayrıca bu aile Karaman'dan geldikleri için ''Konyarlar'' diye anılan Yörük Türkmenlerindendir.
Zübeyde Hanım'ın babası Sofuzade Feyzullah Ağa, annesi ise Ayşe Molla Hanım'dı. Zübeyde Hanım okula gitmediği halde okuma yazma bildiği için Molla olarak anılırdı. Dine bağlı aileden geldiği için kendisi de dine çok bağlıydı. Hatta Mustafa Kemal'i dini eğitim veren Mahalle Mektebine gitmesini Zübeyde Hanım istemişti.
Ali Rıza Bey ile 14 yaşında evlenen Zübeyde Hanım, Fatma, Ömer, Ahmet, Mustafa, Makbule ve Naciye isimli çocukları olmuş ancak Mustafa ve Makbule hayatta kalabilmiş, diğerleri ise bebek yaşta hayatlarını kaybetmişlerdi. Bu kayıpların ardından eşi Ali Rıza Bey'i de kaybeden Zübeyde Hanım, abisinin çiftliğine yerleşmişti. Çiftlik hayatı Mustafa'da derin izler bırakmış, hayatının şekillenmesinde çok önemli etki etmişti. Gümrükler Müdürü Ragıp Bey ile ikinci evliliğini yapan Zübeyde Hanım Balkan Savaşlarına kadar burada kaldı. Balkan Savaşlarına yakın süreçte eşinin ölümü üzerine İstanbul'a göç etti. 1922 yılına kadar İstanbul Beşiktaş Akaretler'de 76 numaralı evde oturdu. Mustafa Kemal'in Filistin, Sina ve Halep'te görevde olduğu süreçte kızı Makbule ile bu evde kaldılar. Halep'te sarılık hastalığı geçiren Mustafa Kemal'i görebilmek için manevi oğlu Abdurrahim ile Halep'e kadar gitmiş, Mustafa Kemal'in sarılık sebebiyle görme yetisini kaybettiğini düşünüp çok korkmuştu. Oğlunu kısa bir süre gören Zübeyde Hanım tekrar Beşiktaş'taki evine döndü. 1918 yılında Suriye'den dönen Mustafa Kemal ile Mayıs 1919'a kadar İstanbul'da kaldı. Mustafa Kemal'in milli mücadele için Anadolu'ya geçmesiyle anne oğul tekrar ayrıldı ve birbirlerini 3 yıl daha göremeyeceklerdi. 3 yıl sonra 1922 Haziran'ında Adapazarı'nda görüşebilen anne oğul, birlikte Ankara'ya Çankaya Köşkü'ne geldiler.
Ancak Zübeyde Hanım’ın, kısmi felç ve romatizmadan dolayı ağrıları artmıştı. Doktorların İzmir’in havasının iyi geleceği tavsiyeleri üzerine İzmir’e gidip bir süre kalması için ikna edildi.
Bu yolculuğun bir diğer amacı da Mustafa Kemal’in evlenmeyi düşündüğü Latife Hanım ile Zübeyde Hanım'ı tanıştırmaktı.
Zübeyde Hanım'a kalacak yer ayarlamak için İzmir’e giden Başyaver Salih Bey, Latife Hanımların Karşıyaka’daki yazlık evlerini Zübeyde Hanım için hazırlattı. Bu eve yerleştirilen Zübeyde Hanım, hastalığının artması üzerine 14 Ocak 1923 tarihinde hayatını kaybetti. Bu süreçte Mustafa Kemal ise Anadolu'daki şehirleri geziyor gerekli incelemeleri yapıyordu. Trende yol alırken ölüm haberini vermekte zorlanan yaverine şunları söyledi : '' Az önce rüyamda yemyeşil bir ovada anamla el ele geziyorduk. Birden fırtına çıktı, sel aldı anamı götürdü. Hiçbir şey yapamadım. Hiç! Hiç!''
17 yıl süreyle cepheden cepheye koşan en güzel günlerini karargahlarda, çadırlarda geçiren Mustafa Kemal, annesinin ölüm haberini bir tren vagonunda almıştı. Onu seven kadın artık arkasında yoktu. Acılarla, özlemle süren mutlulukla biten koca ömür, böyle geçmiş böyle tükenmişti. Zübeyde Hanım ise ülkenin kurtuluşuna, oğlunun ülkenin lideri oluşuna tanık olmuş, bir annenin erişebileceği en büyük mutluluklara ulaşmıştı. Son adım olan oğlunun evliliğini ise göremeyecekti.
İzmir Valiliği tarafından düzenlenen cenaze töreni sonrasında Zübeyde Hanım Ferik Osman Paşa Camisi avlusuna defnedildi. Annesinin cenazesine katılamayan Mustafa Kemal, İzmir Karşıyaka'ya 27 Ocak 1923 günü ulaştı. Kalabalık eşliğinde annesinin defnedildiği caminin avlusuna ilerledi. Annesinin mezarı başında bir süre sessiz kalan Mustafa Kemal, çevresinde bulunan kalabalığa seslendi. ''Arkadaşlar, hem annemin önünde hem de Allah'ın huzurunda yemin ediyorum. Bundan sonra hayattaki en büyük idealim bu kadar kan dökerek kazandığımız milli hakimiyetimizi korumak olacaktır. Buna ölünceye kadar çalışacağım'' demiştir.
Mustafa Kemal'in isteği üzerine İzmir Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz tarafından mezarın bulunduğu Ferik Osman Paşa Cami çevresinde düzenlemeler yapıldı. Buraya Güzeltepe'den çıkartılan 2 metre yüksekliğinde ve 10 ton ağırlığında pembe taş bloğu Zübeyde Hanım'ın kabri başına konuldu. Üzerine Mustafa Kemal'in isteği üzerine ''Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım burada yatıyor. 1857-1923'' yazıldı.
Zübeyde Hanım yalnız Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi değil, aynı zaman da Türk milletinin de annesidir. Ve bizler Zübeyde Hanım’ın evladına, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e çok şey borçluyuz.