SON DAKİKA
Hava Durumu

İpekli dokunuş 19.12.2019

Yazının Giriş Tarihi: 19.12.2019 08:16

Çağımızın en büyük sorunlarından biri olan “şiddet” ve “saldırganlık” ülkemizde de gündemdeki yerini çeşitli şekillerde almaya devam ediyor. Kadın, erkek, çocuk, hayvan her canlı varlık bir şekilde şiddete maruz kalıyor. Daha önceki yazılarımda “şiddet ve şiddet türleri”nden, “kadına yönelik şiddet”ten bahsetmiştim. Bu haftaki yazımın konusu şiddetin çocukların dünyasındaki yeri; “Akran Zorbalığı”.

Zorbalık; güç eşitliğinin olmadığı, süreklilik gösteren zarar verici veya rahatsız edici saldırgan davranışları tanımlamak üzere kullanılır. Zorbalık yapan kişi diğerine göre daha güçlü konumdadır.  Akran Zorbalığı ise; benzer yaş ve düzeydeki kişilerin arasında geçen, zarar verici ya da rahatsız edici davranışların devam etmesidir.

 

Akran zorbalığının nedenlerini arasında çocukluk döneminde gösterilen sevgi ve bakımın yetersiz ve az olması, çok fazla ve sınırsız özgürlük tanınması, çocuğun çevresindekilere yönelik saldırgan davranışlarına sınır konulmaması, ebeveynin şiddet uygulaması, ailenin cezacı tutumu ve çocuğun mizacı gösterilebilir.

Şiddet, öğrenilir ve önlenebilir.

Şiddet, öğrenilen ve önlenebilen bir davranıştır. Çocuğun çevresindeki kişilerin özellikle de ailesinin çocuk için rol model olduğunu düşündüğümüzde onların tutum ve davranışlarının çocuğun davranışlarında belirleyici rol oynadığı sonucuna ulaşıyoruz.  Bu yüzden çocuğun çevresindeki kişilerin cezacı ve şiddet içerikli disiplin yöntemlerini bırakıp açık ve net kurallar koyarak sevgi temelli bir tutumda olması çocuğun şiddet konusunda doğru davranışlarda bulunmasını sağlayacaktır.

 

UNICEF tarafından açıklanan rapora göre tüm dünyada 13-15 yaşlarındaki öğrencilerin yarısı (yaklaşık 150 milyon öğrenci) okulda ve okul çevresinde akran şiddetine maruz kalıyor.

 

Akran Zorbalığı da çocukların birbirlerine uyguladıkları bir şiddet çeşidi olarak karşımıza çeşitli yansımalarla çıkıyor. Bu yansımaları dört başlık halinde toplayabiliriz: Fiziksel Zorbalık(vurmak, tekme atmak, tırmalamak, itmek vb.), Sözel Zorbalık(alay etmek, dalga geçmek, lakap takmak, söylenti çıkarmak vb.), Sosyal Zorbalık(dışlamak, görmezden gelmek, oyuna almamak vb.) ve Siber Zorbalık(internet/mesaj yolu ile rahatsız etmek, söylenti çıkarmak, fotoğraf paylaşmak vb.). Araştırmalar akran zorbalığına maruz kalmış çocukların psikolojik ve sosyal açıdan gelişimlerinin olumsuz etkilendiğini ve bu etkinin yetişkinliğe de taşındığını gösteriyor. Sürekli olarak zorbalığa maruz kalmış bireylerde yaralanma, incinme, okul fobisi, akademik başarıda düşüş, kızgınlık, çaresizlik, mutsuzluk, değersizlik duyguları ve kaygı ile depresyon gibi sorunlar görülmektedir.

Çocuğunuzun eşyalarından bazıları kayboluyorsa ya da eşyaları sürekli olarak eve zarar görmüş halde geliyorsa, vücudunda darp izleri varsa, arkadaşlarıyla vakit geçirmek istemiyor ve arkadaşlarıyla ortak aktivitelere katılmıyorsa, derslere ilgisi azalmış ve okuldan döndüğünde mutsuzsa, uyku ve yemek düzeni bozulmuşsa çocuğunuzun zorbalığa maruz kaldığından şüphelenebilirsiniz.

Zorbalığa maruz kalan çocuğunuz size yaşadıklarını anlatırken onu dikkatle dinlemeli ve anlatmasına fırsat vermelisiniz. Konuşma sırasında çocuğunuzun anlattıklarını yarıda kesmeden ve yargılamadan dinleyip onun anlattıklarına güvenmelisiniz. Tüm olanlar anlatıldığında çocuğunuzla birlikte çözüm yollarını bulmaya çalışırsanız o da kendini çözümün bir parçası gibi hisseder ve problem çözme becerileri gelişir. Konuşmanın sonunda ona yaşadıklarını size anlattığı için teşekkür edip sevginizi göstermeniz önemlidir. Eğer ki çocuğunuzun zorbalığa maruz kaldığını; fakat size anlatmadığını düşünüyorsanız üçüncü bir kişiden bahsederek konuşmayı başlatabilirsiniz. Öğretmenle ve okulun rehberlik servisiyle iletişime geçerek hep birlikte çözüm yolları bulmanız çocuğunuz için en sağlıklı olandır. Okul rehberlik servisi zorbalıkla başa çıkma eğitimleri vererek hem çocuklara hem de siz ailelere bu konuda destek olacaktır.

Çocuğunuzla iyi ilişki kurmak

yapabileceğiniz en önemli şeydir.

 

“Zorbalık”a karşı anne baba olarak yapabileceğiniz en önemli şey çocuğunuzla iyi ilişki kurmaktır. Aranızdaki iyi ilişki ona kendisini değerli ve özel hissettirecektir. Bu sayede çocuğunuzun benlik algısı yükselerek özyeterlilik becerisi gelişecektir. Çocuğunuzla olan konuşmalarınızda onun duygularını ifade etmesine izin verin. Çizerek, yazarak, anlatarak ya da drama yoluyla duygular ifade edilebilir. Çocuğunuzun sosyal becerilerinin gelişmesi için sevdiği aktiviteleri keşfetmesi ve devam etmesi, oyun gruplarına katılması önemlidir. Ona kendini ifade etmesi noktasında destek olup atılganlık becerilerini geliştirerek “HAYIR” demeyi öğretmeniz kendisini korumasında çok etkili olacaktır.

Siz anne babalar çocuğunuz için birer rol modelsiniz. Öfkelendiğiniz ve sinirlendiğiniz durumlara verdiğiniz tepki, çevrenizdeki insanlara olan davranış şekliniz çocuğunuzun davranışı haline gelir. Çocuğunuzun şiddet uygulamasını istemiyorsanız ona davranışlarınızla doğru örnek olmalısınız. Unutmayın ki şiddet öğrenilir ve önlenebilir. Şiddeti önlemek hepimizin insanlık görevidir!

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.