Azıcık pazarlık yapılır önce, sen ne istersin ben ne isterim konuşulur tartışılır. Sen başkan ben başkan yardımcısı tamam. Yok ben başkan sen yardımcım ol dersen, uzatmaya gerek yok yazı turaya bağlayıp bitirelim bu işi derim. Seçim nedir ki başımıza iş çıkarmayalım dimi. Mevzu uzar uzlaşma olmaz ve seçime gidilirse neler olur neler. Sonuç seçimi alamayan zatı muhterem ve üç beş destekçisi alternatif bir şeyler olsun der, aynı oluşum içinde başlarlar hoplamaya. Yağlanmaya devam başkancım kolaylıklar dilerim yalan dolan devam.
Şeytan doktora dünyada cenneti yaşatacağını, doktora dünyada hizmet edeceğini ve bunun karşılığında ise ahrette doktorun kendisine hizmet edeceğini söyler. Doktor da ben zaten şuan ki yaşadığıma bakarım diyerek anlaşmayı kabul eder. Bak doktora ucuza gitmemiş sen gibi bir haftalık tatile üçe beşe falan satmamış kendini.
Seçim hileleri, satın almalar, pazarlıklar ve içinizdeki truva atları hikaye bunlar, hiç gerekte yok. Kimse salak değil, üyenin gözü açık ve her şeyin farkında. Oy taşısan da, parada versen, olacak bir şey yok. Uzakta arama örneğini burnunun dibinde bak. Çıkacaksın üyelerin karşısına, dokunacaksın, projelerini ve artılarını anlatacaksın doğudur ama yetmez anladın sen onu. Sevdireceksin kardeşim kendini önce burnu büyüklük yapmayacaksın. Onu bunu araya koyup baskı yapmayacaksın. Ulaşılabilir olacaksın. Bak Ülgür başkan yıllardır her seçim döneminde eşiyle çıkıyor kordona, el sıkıyor hal hatır soruyor, merhaba anan buban nasıl diyor ve kazanıyor alıyor kaç dönemdir seçimi. İşte olay budur. Ne pilavcılığı kaldı, ne pompacılığı, nede terör destekçiliği. Çanakkale seçmeni nasıl kıyıdan hizmete bakıyor olsa da sıcak bir tebessüme, hatıra veriyorsa oyunu. Farklı değil anla ve bu yazdıklarımı oku bir dahaki toplantınızda eski genel başkan yardımcına.