Mardin dinlerin, dillerin ve medeniyetlerin merkezi... Güneydoğu'nun kültürel zenginliği... Mardin'e gelince görülmesi gereken yerlerden biri de Deyrulzafaran Manastırı. Mardin'e yaklaşık 4 km uzaklıkta bulunan manastır, Süryaniler için önemini sürdürmeye ve gerçeküstü atmosferi ile ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.
Mezopotamya'nın ilk tapınaklarından birinin üzerine kurulu bulunan bu manastır belki bin yıldır üzerinde ibadet edilmesine de alışık. Deyrulzafaran Manastırı, bozkırın ortasında yükselen ortaçağ yapılarını andırıyor. Rahipler ve öğrencilerin manastırda yaşama biçimi de yüzlerce yıl önceki gibi...
Yüzlerce yıl önce bu dağlarda safran çiçekleri açarmış. Bu nedenle Deyrulzafaran inşa edilirken sıvasında safran çiçekleri kullanılmış, renk versin diye. Safran çiçekleri renklerini sunmuşlar Deyrulzafaran Manastırı'na ama sonra da bu ovalardan, dağlardan çekip gitmişler. Şimdi safran yörede az bulunduğu için altın değerinde. Deyrulzafaran kelime anlamıyla “safran manastırı” demekmiş. Manastırın üretimi olan Deyrul zafaran çayından içiyoruz. Mis kokulu demli çayların yanında, yine manastırın üretimi olan hurma kurabiyelerin de tadına bakmadan edemiyoruz. Mis kokulu çaylar ve yanında sunulan kurabiyeler de bir o kadar lezzetli... Çay keyfimiz bitince girişte biletimizi alarak manastırın ana kapısına doğru ilerliyoruz.