Avrupalı 30m2 dairede yaşar, dünyayı gezer, vizyonu genişler..
Bizim evlerimiz yayla gibi; çoğumuz değil dünyayı, kendi ülkemizi bile gezip görmemişiz..
En büyük hayalimiz mobilyalarımızı yenilemek, arabamızda, cep telefonumuzda bir üst modele geçmek..
Sizin hiç her şeyini satıp savıp dünyayı gezmeye çıkan bir yakınınız oldu mu? Benim olmadı.
Yılbaşı çekilişleri öncesi “büyük ikramiye” ile ilgili sokak röportajlarını dinlediniz mi? İnsanlarımızın hayallerini dinleyin. “Daha büyük bir ev, son model araba, onu alırım, bunu giyerim, şunu takarım vs...
Bir tek kişi çıkıp, parayı alır ve dünyayı gezerim, demez.
Daha hayal kurmayı bile beceremiyoruz..
Vizyonsuzluktan öleceğiz..
Kendi yarattığımız konforlu hapishanelerde yaşamak, son model arabaya binmek, yeni mobilyalar almak... Hayallerimiz bunlarla sınırlı.
Çünkü hayatları boyunca ev, araba taksiti ödeyen, hiç çılgınlık yapmamış, hayal kurmaya kalksak “Başımıza icat çıkarma” diyen ebeveynlerle büyümüşüz biz.
Çıkalım bu sığ, kısır dünya görüşünden. Ufkumuzu genişletelim. Vizyon, misyon sahibi çocuklar yetiştirelim.
Önce kendimizi, sonra yaşamayı sevelim..