Maraş’ta dünyaya gelen Hüdai, küçük yaşlarından itibaren şiir yazmaya başlamıştır. Dönemin gelişmemesi üzerine okuma yazma eğitimi alamayan ve askere gittiği vakit okuma yazma öğrenenlerden olmuştur. Katıldığı şiir yarışmalarında başarılar elde etmiştir. Ailesinin geçim sıkıntısı yüzünden bir çok yük üstlenmiştir. Bu hayat yoğunluğunda bile her zaman şiir yazmış ve kendini dizleri yazarken bulduğu huzura bırakmıştır. Babasını çocuk yaşta kaybetmenin verdiği hüzünle şiirlerinde yazdığı konuları bir nebze değiştirmişti aslında. Ölüm, yalnızlık, sevgi konularını kaleme almıştır. Şiir yazmayı seven Hüdai aynı zamanda tasavvufa da yönelmiş ve şiirlerine etkilerini yansıtmıştır. Dönemin şiir anlayışları gibi değildi, kendine has dili ve sadeliği ile diğer şairlerden ayırmak mümkündü.