Nâzım Hikmet'le beraber tutuklanan Meriçboyu, on ay hapse mahkum olmuştur. Nazım Hikmet ile arkadaşlığı vardır. Hukuk Fakültesinde eğitim alan Meriçboyu, şiir kitabı yasaklanarak sürgüne gönderilmiştir. Sürgünden dönen Meriçboyu, bir fabrikada çalışmaya başlamış, ve bu iş hayatı fazla sürmemiştir. Yayın evlerine geri dönen Meriçboyu, buralarda çevirmenlik,yazarlık, düzeltmenlik görevlerinde bulunmuştur. Arkadaşı olan ve birlikte hapis yatan Nazım Hikmetin şiir anlayışından oldukça etkilenmiştir. Yurt,millet hasretiyle ilgili yazdığı şiir kitabı yasaklanmış olmasına rağmen, insanların ve savaşların gerçekçi yüzünü ortaya çıkarmak amacıyla yazılmıştır. Çevirilerde oldukça başarılı olan Abdülkadir, önemli eserlerin çevirilerini yapmıştır.
Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular,
rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın,
senin etinden, tırnağından ayrı,
senin kokundan uzak.
Dağ Başında
Benim güzelim,
benim ceylan bakışlım,
benim kafamın ateşi,
yüreğimdeki.
Mümkün mü şu anda rüzgar olmak, kuş olmak,
şu anda üç dört portakal almak, getirmek sana,
sana tuzlu badem,
kabak çekirdeği.
Şu anda hiçbir şey mümkün değil.
Şu anda her şeyden ayrı, her şeyden uzağım ben.
Şu anda sadece yalnızlık ve kahır.
Hayır, güzelim,
hayır, ceylan bakışlım,
hayır, kafamın ateşi, hayır,
hayır, yüreğimdeki.
Şu anda mümkün en güzel olan tek bir şey vardır:
Yanarak sevmek seni.