Tuz, katyon ve anyondan oluşan iyonik bir bileşiktir. Yemeklik tuz ağırlıkça %40 sodyum ve %60 klorürden oluşur. Bakteriler yüksek tuz konsantrasyonlarının varlığında gelişemeyeceğinden, tuz tarihsel olarak koruyucu olarak kullanılmıştır. İnsan hücreleri, hayati fonksiyonları sürdürmek için de sodyuma ihtiyaç duyar.
Gelelim fazla tuz tüketiminin doğurduğu sonuçlara… Fazla tuz tüketimi hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, kanser, osteoporoz, böbrek hastalıkları ve obezite gibi birçok hastalıkla ilişkilidir. Günlük tuz tüketiminin 5 g'dan (1 tepeleme çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı) az tutulması önerilmektedir. Ancak ne yazık ki Türkiye'de tuz tüketiminin ortalama olarak günlük 15 g olduğu bildirilmektedir. Nitekim ülkemizde 40 yaş üzeri her 2 yetişkinden 1’i hipertansiyona sahiptir. Peki tuz tüketimini azaltmak için neler yapabiliriz? Gelin sizlerle tuz kullanımına alternatif olabilecek seçeneklere göz atalım.
Sizlerde evlerinizde yemek yaparken mümkün olduğunca tuz tüketiminizi kontrol altında tutun. Masada yemeklere tuz ilavesi yapmayın ve masadan tuzlukları kaldırın. Ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat gibi tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edin. Açık ve gizli tuz kaynaklarından (hazır soslar, atıştırmalık ürünler, turşu, salamura besinler vb.) mümkün olduğunca uzak durun. Sağlıklı günler dilerim.