Neşet Ertaş (28.03.2022)

Zaman ilerledikçe eski sanatçıları özlüyor insan. Neşet Ertaş sesiyle, davranışıyla, gülen yüzüyle mest ederdi 70’den 70’e herkesi. Şimdilerde şarkılarının remic halleri yada şarkılarından belli kesimler alınarak gündemde tutuldu. Gerçi Neşer Ertaş’ın gündemde tutulmaya ihtiyacı yoktu. Herkesin dert ortağı olmuştu bile. Herkes derdini dile getirmediği vakit Neşet dinledi.

Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde dünyaya geldi.

Herkesin gönlünde taht kuran Ertaş için Yaşar Kemal  ’Bozkırın Tezenesi’ olarak adlandırıyordu. İlk olarak plak çıkarark başlar türkülerini söylemeye. Sonralarda sahne almaya başlar. Sahnedeyken mütevaziliğini koruyan isimlerdendi Ertaş. Ücretli konserlere biraz tepki gösterirdi. Öğrenci insan beni dinlemeye nasıl gelsin ücretli olursa diye düşünür dururdu. Halktan biriydi. Kimse ile münakaşası olmazdı. Sadece türkülerle yaşar gibiydi.

Zor günlerden geçmişti Ertaş. Evlenmiş iki çocuğu olmuştu ama evlilikleri kısa dürmüş yolları ayrılmıştı. Alkol ve sigara kullanımından felç geçirmişti. Saz çalıdığı parmakları artık iş görmüyordu. Almanyaya tedavi olamay gitmiş ve türkülerinden uzun bir süre ayrı kalmıştı. Süleyman Demirel cumhurbaşkanı olduğu sürede Ertaş’a  ‘devlet sanatçılığı' üncanı verilmişti. Halktandı.. Gurbet görmüştü. Türküleri içten söyleyecek kadar yükü vardı hayata karşı. Ama Neşet hiç şikayetçi olmazdı. Halinden memnun ve hep mütevazi bir hayat yaşamıştı. Sahnedeyken pofpoflanmak isteyen şımarık sanatçılardan değildi.. Kaprisi yoktu. Tek derdi türküleri ile yüreklere dokunmaktı. Bunuda çok güzel başarmıştı. Hayata gözlerini yummuştu Ertaş.. Sevenlerini arkada bırakarak göçmüştü bu dünyadan. Mezarıbabası Muharrem Ertaş'ın yanındadır. Mezar taşında ise ”Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp, Hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme.” yazılı..

Bu dünyadan Bir Neşet Ertaş geçti..