İstanbul’da doğan celal, III. Selim’in bestekârı Musahip İzzet Şakir Ağa’nın torunudur. Edebiyatla yıllarca ilgilenmiş olması artık onu usta bir edebiyatçı yapmıştı. Musahipzade Celal Tiyatro yazarlarındandı. Kalemi güçlü hayat gücü oldukça kubbetliydi. Olay akışları ve zamanlamaları çok güzel yapıyordu. Babıâli Tercüme Odasında çalışmaya başladı, bir süre çalıştıktan sonra bu görevden ayrılıp çeşitli devlet görevlerinde bulundu. Çünkü aradığı memurluk hayatı değildi. Döneme göre kendini tüm imkanları kullanarak geliştirmeye ve değiştirmeye çalışan bir edebiyatçıydı.. Musahipzade Celal, daha çok müzikli komedi tarzında eserler yazdı. Kendi uslubu biraz komedi ama oldukça zeki olduğundan belki de yazıklarını anlamak için güzel bir mizaca ihtiyaç duyulabilirdi o dönemlerde.. Yakından tanıdığı saray ve konak hayatını, eski İstanbul’un eğlencelerini, töre ve âdetlerini, ticari hayatını eleştirel ve mizahi bir tutumla yansıttı. Hayatı kalemine işlemeyi severdi. Seyirinde giden hayatı oyuna dökmek adeta onun işiydi. Belki böyle okuyuınca kolay olduğunu düşünebilirsiniz ancak hayat her zaman yazıldığı gibi yaşanmaz ancak yazılar ve oyunlar o kadar akıcı ve anlaşılırdı ki sanki hayal sanki kurgu gibiydi..Köprülüler, İstanbul Efendisi, Lale Devri, Yedekçi, Fermanlı Deli Hazretleri, Aynaroz Kadısı, Bir Kavuk Devrildi adlı oyunlar en bilindik eserlerindendir. İlk piyesi 1913’te oynanan Köprülüler’dir. 1927-1937yılları arasında çok meşhur oldu. Çok güvenmezlerdi Celal'e hatta edebiyatta bir yeri olmayacağını bile düşünenler oldu. Ama o her zaman çaba gösterdi ve sadece kendi için bile yazmaya başladı. Zor süreçlerden geçsede pes etmeden oyunlara kendini verdi. Her sanatçını olduğu gibi artık onunda bir kitlesi vardı. Belki az belki ç.ok ancak o da insanların kalplerine dokunmaya başlamıştı. Meşhur olan herkes tarafından bilnen Köprülüler eserinin Konusunu, genellikle Osmanlı tarihinden alan ve çeşitli devirlerin sosyal hayatını inançları, âdetleri ve gülünç tarafları ile canlandıran piyesler yazdı. Sosyal tenkide büyük yer verdi. Tiyatro ve piyeslerinde kahramanları kendi zamanlarındaki dil ve üslûp ile konuşturdu.
İstanbul’da hayata gözlerini yumdu.