Doğanay’ın Kaleminden (30.11.2020)

Türkiye’de son zamanlarda sahte içkiden ölümler konuşuluyor. Her ne kadar pandeminin gölgesinde kalsa da sahte içkiden dolayı vefat eden vatandaşlarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Öncelikle isterseniz “Sahte içki nedir ve nasıl anlaşılır?” sorusundan başlayalım. Alkol üretiminde kullanılabilen tek alkol çeşidinin etil alkol olduğu biliniyor. Düşük maliyetle içki üretmek isteyenler etil alkol yerine metil alkol kullanıyor. Bu da zehirlenmelere sebep oluyor Sahte içki zehirlenmelerine neden olan metil alkol; cilalamada, boya maddelerinde, parfümlerde, yağ sökücü gibi kimyasal temizlik ürünlerinde kullanılan ve insanlar için son derece zehirli olan bir madde.

Peki, sahte içki nasıl anlaşılır?

Türkiye’de orijinal distile içkilerin cam ambalaj dışında satılması yasaktır. Diğer tüm ambalajlarda satılan distile içkiler sahte ya da kaçaktır. Şişenin daha önce kullanılmış olup olmadığına veya bu izlenimi verip verilmediğine bakılmalıdır. Fiyatı piyasa fiyatlarının çok altında olan bir üründen şüphelenilmelidir. Alkollü içkiler üzerinde yüksek vergiler olduğu için alkollü içki fiyatlarında yüksek miktarda iskonto yapılamaz. Dolayısıyla normal fiyatından çok düşük ürünler sahte olma olasılığı yüksek ürünlerdir. Alınan üründe, şişenin görüntüsünde, bariz hatalar ve deformasyon gibi bozukluklar varsa güvenlik adımları kontrol edilmelidir.

Sahte içkinin cezası elbette var. Üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası veriliyor. Fakat ölümlerin önüne geçmek için bence bu cezalar daha arttırılmalı ve caydırıcı olmalıdır. Vatandaşlarımızın sahte içkiden ölmemesi için bu cezalar daha da sert olmalıdır. Son zamanlarda polislerimiz tarafından sahte içki operasyonları yapılıyor. Bu bir nebze çözüm olsa da asıl çözüm caydırıcı cezalardan geçiyor.