Evet bugün saygıdan ve inanların birbirlerine olan sayısızlığından bahsedeceğim. Artık maalesef ki saygı duyan birilerini görmek bizi şaşırtıyor ve ilginç bir şeymiş gibi sevindiriyor. Çünkü artık kimse kimseye tam olarak saygı duymuyor. Birilerinin eğitimine, diline, dinine düşünce özgürlüğüne asla saygı duymaz olduk. Ve bu toplumsal ahlak etiğine asla uymuyor. Bana kalırsa toplumda bir ahlak etiği olmak zorunda özgürlük adı altında yapılan şeyler ahlak dışı şeylerdir. Mesela ben özgürüm dediğimizde hırsızlık yapmak insan öldürmek, kul hakkı yemek özgürlük demek değildir. Bunlar toplumsal ahlak dışına çıkmak ve etik davranmamaktır. İşte toplumsal ahlak etiğine uymayan şeylerden bir taneside saygı duymamaktır. İnsanların giyimine, dinine, diline saygı duymazsak o kişinin kişisel özgülüğünü kısıtlarken aynı zaman ahlak dışına da çıkıyoruz demektir. Ve malesef ülkemiz de kimse kimseye tam olarak saygı duymuyor. Çevreye, kadına, çocuğa, erkeğe, hayvana kısaca hiç bir canlıya insanevladı saygı duymuyor ve duymak istemiyor. Yalnızca bu dünya insana aitmiş gibi davranıyor. Dünya da başka canlı yokmuş gibi davranıyor oysa ne kadar yanlış bir düşünce farkında değiliz. Sevmek zorunda değiliz katlanmak zorunda değiliz fakat saygı duymak zorundayız diyorum ben her zaman...