Doğanay'ın Kaleminden (23.12.2020)

Bir gemi adı Struma…

2. Dünya savaşı yıllarında Romanya’dan umuda doğru çıkan bir gemi.. 2Dünya Savaşı yıllarında Nazi Almanya’sı Avrupa’nın her kesimindeki Yahudileri hedef almış ve Avrupa’daki her Yahudi kendisini tehdit altında hissetmiştir. Aynı tehdit Romanya’daki Yahudiler içinde geçerliydi. Bu nedenle filistin’e doğru bir gemiyle ülkelerinden ayrılmak üzere yola çıkmak istediler. Bu yolculuğu gerçekleştirecek olan geminin adı Struma’dır. Bu gemi daha önce hiç insan taşımacılığı için kullanılmamıştı. Bu yüzden insanları taşımak için uygun koşullara sahip değildi bu gemi. Gemi işletmecileri insan başına oldukça yüklü miktarda para aldıkları için gemiye oldukça fazla insan istiflemişlerdi. Kötü koşullar ve çok fazla insan. Motor bakımları yapılamamıştı bu yüzden motor yolculuk esnasında 2 kez arızalandı. 2. Sefer arızalandığında ise Ülkemiz sınırları içerisindeydi. Motorun tamir edilmesi için demir atıldı ve bir anda gemide salgın hastalık var denildi. Karaya inmek yasaklandı. Karşı taraflarlar da geminin yola devam etmesini engellemişti. Ülkemiz baskılar sebebiyle mültecileri kabul etmemişti. Bu sırada Kızılay ve Yahudi örgütünün ortak çalışmaları sonucu gemiye her gün düzenli olarak erzak getiriliyordu. Fakat bir süre sonra gemiyi şile açıklarına çekmeye karar verdiler. Ve gece boyunca şile açıklarına sürüklenen gemi 24 Şubat 1942 yılında büyük bir patlamayla battı. 103’ü çocuk 786 kişi hayatını kaybetti. Bu olaydan sadece 1 kişi kurtuldu. İşin gerçek yüzü tam olarak bilinmiyor. Fakat bunu anlatmamın bir sebebi daha var. Zülfü Livanelinin Serenad adlı kitabında bu gemiyi hem anlatıyor hemde bu gemi içinde bulunan bir kişinin hayat hikayesinden bahsediyor. Oldukça etkileyici bir olay olan Struma gemisi için oldukça üzgünüm. Hoşçakalın sağlıkla kalın..