Ve sonunda özlediğim havalara, atmosfere kavuştuğumu hissediyorum. Çok fazla romantik ve duygusal biri olmadığımı düşünürken bu sene nedense romantizm ve duygusallıkla iç içe bir ilişki halindeyim. Özellikle birkaç kendini göstermeye başlayan sonbahar bu durumu tetikliyor sanırım. Yağmurlu havalarda yapılan sıcak çikolatayı, rüzgarın uğultusu arasında okunan kitapları, yağmurla beraber ıslanmayı, loş ışıkta film izlemeyi hepsini çok özlemişim. Sanırım benim ruhuma iyi gelen sonbahar ve onun getirdiği tatlı durumlar. Yaz sıcaklarının bunaltıcı havasına kıyasla sonbaharın nefes aldırdığı anlarını çok özlemişim. Bilemiyorum son zamanlarda fazla düşüncelere dalıyorum, fazla hayaller kuruyorum ve sanki sonbahar bana arkadaşlık ediyor bu düşünce dolu yolculuğumda. Bohem havasıyla, dinginliğiyle, rüzgarıyla, saçlarımı ıslatan yağmuruyla. Mesela yemek yaparken pencereden gelen ufak esinti, uyumaya hazırlanırken gelen o tatlı üşüme ve ardından yorgana sarılışımı, ah bir de sabahları okula ya da işe giderken o sıcacık yataktan ayrılmak istememe hissi. Sanırım bu sıralar ruhum fazla romantik hissediyor kendini. Bizim gibilere biraz müzik, biraz sıcak çikolata, biraz battaniye, bir yağmur, bir rüzgar gerek. Biz romantik ruha sahip insanlara biraz sonbahar lazım. Hoşgeldin ruhumu romantizmle doyuracağına inandığım sonbahar, hoşgeldin, tatlı üşümelerim, hoşgeldin saçlarımı ıslatan yağmur.
Gözlerimde bir yağmurlu gün başlar;
Vakit ikindidir Eyüp sırtlarında
Bulutlar vardır, pembeden, beyazdan
Mevsim sonbahardır sessiz ve taze.
Nemli otlar, çekirgeler, solgun yüzün
Bir gülüş, bir mahzun bukle saçlarında
Bir eski çiçeği andırırsın yazdan.
Ve bir şarkı başlar kahvelerin birinde
Bizi ömrümüzden alır götürür,
Bir şarkı, faslı hicazdan.
Vapurlar gelir geçer Haliç’ten.
Sonra yağmur hafifler, Elâgözlüm
Sonra yağmur hafifler,
Sonra hisarlar, yollar, ikimiz
Sonra…
Hasret bir şey değil, Elâgözlüm
Ömrümüz böyle olmamalıydı
Hep aşkta durmalıydı çağımız.
Sevdayı mısra mısra değil
Ömrümle yaşamalıydım.
Sonra, sonra gene böyle olmalıydı
Tadına varmadan çiçeklerin
Şehirde bir sen, bir de ben, yalınız.
Yeşil yaprak, alaca gölge, düşen yıldız
Bir gün en büyüğü karşısında gerçeklerin
Maceramız yarıda kalmalıydı
Turgut Uyar