İşin aslı astarı nedir?
Astarı yüzünü geçerse ne olur? Aslında ne astarının ne de yüzünün zulümle bir ilgisi yok. Kirli kelimeler, sevgiden daha çok dikkat çekiyor.
Canice kelimeler, canilik, katliam, ölü, zorbalık, baskı, sömürü, sansür… Bu kelimeler daha dikkat çekici.
Neden düşündünüz mü? Bir hayal edin bakalım.
Düşleyin.
Dün yaptıklarınızı, bugün yaptıkarınızı…
Sevgi o kadar değersizleştirilmiş ki. Saygı, mutluluk ve huzur.
O kadar değersizleştirilmiş ki… Kötü duygular o kadar yüceltilmiş ve öğrenilmiş ki… Herkes nasıl kötücül duyguyu kullanır, nasıl doğurur ve karşı tarafa ya da taraflara yansıtır iyi biliyor.
Kötü duygulardan arınmak için ne yapılacağını kenara bırakın, iyi duygunun tanımını bile bilmeden yaşayıp gidiyoruz.
Toplumda en iyisini yapmaya çalışan kişiler bile, kötücül duygularını kenara bırakamıyor.
Hatta bazen iyi duyguların sözcüklerde can buldukları hali bile sansürleniyor. Ya da duymazdan geliniyor.
Peki aslı ve astarı nedir bu işin?
Zulmü biliyoruz. Zulüm görmeyi, zulüm gördüğümüz için zulmetmeyi biliyoruz. Hangi zulüm yöntemlerinin, karşımızdaki kişi ya da kişilerin canını daha çok acıtabileceğini de biliyoruz.
İnsanlar birbirlerine o kadar acımasızca davranıyor ki… İyi duygular sanki evreni terk ediyor. İyi duygu dediğime de bakmayın… Hepsi yarım yamalak.
Astarı yüzünü geçiyor ama astar yamalı.
Yamalı astarda delikler, karmaşalar, düğümlenmemiş dikiş iplikleri var.
Peki astara ne yapacağız?
Kötü bir durumsa kötü bir durumdur. Belki onu başka bir yere çeviremeyiz ama odağımızın da o olmaması gerekir.
İyiyi görmek gerekir. Ya da iyi ve kötü arasında kalanı.
*
Büyük bir sıçrayışla, bir örnek verelim. Mesela şefkat duyuyoruz ya hani… İçimizde garip bir duygu beliriyor. Ama o duygu da ne iyi ne kötü. Şefkatin ve merhametin rengini bilmeyenlerden olarak soruyorum; kime şefkat ve merhamet duyuyoruz?
Yardım ve destek vermek istiyoruz.
Sadece bize daha yakın hissettiklerimize ise o duyguyu mu öğrenmemişizdir? Yoksa o duygu aslında kötücül bir duygu olabilir.
Dalgalı bir sıçrayışta kafalar karıştı değil mi?
Yardımlaşmayı, şefkati, merhameti bilmiyor muyuz? Bence bilmiyoruz. Henüz öğrenmeye vakit kalmadı. Vakit olmadı.
Duygunun ismi ve belli belirsiz bir tanımı olsa da o duyguyu bilmiyoruz. Yaralı 3 hayvan hayal edin. Yardım etmek üzere olduğunuz 3 yaralı hayvan.
Şefkate, sıcak yuvaya muhtaç 3 hayvan…
Bunu okuduktan sonra da gözlerinizi kapatın ve hemen hayale devam edin.
***
Merhametiniz, yardımlaşma ve dayanıma duygunuz size ne öğütlemiş? Minik patili dostlarımız ve özgürlüğün temsilcisi gökyüzünün şövalyeleri dışında aklına hayvan gelen oldu mu? (İsimlerini çağrışım yapmamaları için vermiyorum)
Size o kadar da yakın olmayan ama canlı olan diğer hayvanlar? İnsanların büyük kısmına sempatik gelmeyen diğer hayvanlar???
Kötüyü ezbere biliyoruz. Özümsemişiz. Ama iyi duyguların gerçek yüzlerinden bu nedenle bir haberiz. Kim yaralı fare gördüğünde veterineri arar?