İnsanın varlığını bin yıllardır sürdürebilmesinin; teknolojik, kültürel, sanat ve diğer birçok alanda gelişim göstermesinin temel nedeni; öğrenilen bilgi ve tecrübenin gelecek kuşaklara aktarılması ve gelecek kuşakların bu bilgi ve tecrübelerin ışığında gelişim göstermesidir.
Hangi alan olursa olsun, öncüller ve ardıllar olarak gelişim gösterilir. Öncül, zıt karakterde olsa dahi ardıl için birikim oluşturur.
El sanatları ve süsleme sanatlarında da bu durum geçerlidir.
El sanatları ve süsleme sanatlarında tecrübe ve bilgi ‘yamak-çırak-kalfa-usta’ hiyerarşisine göre aktarılıyordu. Hiyerarşi denildiğinde ise akıllara kaba bir tabir; alt-üst ilişkisi de gelmemelidir.
Yamak, çırağın getir götürünü yapar. Çırak, onu izler ve çırağın ihtiyaçlarını karşılarken; ne için ne gerektiğini anlamaya çalışır. İki yıl süren yamaklığın ardından da genellikle 3 yıl süren çıraklık dönemi başlardı. Yeterince yetişen çırak, ahlaken de güvenilir ise mesleğin ileri gelenlerini, ustayı, çırağı ve çırağın babasını toplantıya davet ederdi. Çırak, törenin ardından kalfalığa terfi eder kalfanın üç yıl boyunca dürüst bir şekilde çalışması ve hakkında hiçbir şikâyetin olmaması gerekirdi. Bu şartlar sağlandığında da usta, kalfasının ustalığa terfiini isterdi.
Ustalık töreninde ise usta olacak kalfa kendi yaptığı bir nesneyi sergileyerek işindeki hünerini gösterirdi. Her bir basamakta tören düzenlenirdi. Ustalık töreninde saz ustaları türküler söyler, oyunlar oynanır, güreşler tutulurdu. Usta olmayı hak eden kişi toplumda saygın bir yer edinirdi.
Günümüzde meslek eğitim kurslarının, meslek liselerinin varlığı nedeniyle ‘Neden bu kadar teferruat var?’ diye düşünenler için de Yamak, çırak, kalfa ve usta ilişkisinin neden bu kadar dikkatle yapıldığını anlatalım.
Öncelikle, bahsi konu geçen zanaat dallarından birinde kişi işe başlarsa, ömrünü bununla tamamlaması beklenir. Çünkü iş yeri aynı zamanda bir okuldur. Yamak, işi görür. İyisini, kötüsünü, acısını, tatlısını, varlığını ve yokluğunu…
Yamaklıktan sonra gelen çıraklık döneminde; meslek erbabının önüne çırağın baba ve ustasıyla çıkma nedeni de budur. Babadan ve ustadan bir teminattır. Meslekte devam edip edilmeyeceğine dair.
Zanaatçı; işi ince eleyip sık dokumalıdır. Ömrü bununla geçecektir. Hem işini iyi yapmalı hem de ahlaklı olmalıdır. Yaptığı işler de sağlam ve dayanıklı olmalıdır.
Çırağın yetişme sürecinde hamurun mayalanması ustanın işine bağlıdır.
Bu işten vazgeçecek birini yetiştirmek istemez usta. Vakit kaybıdır. İşine iyi eğilmez ise saygınlık kaybı…
İşin sırlarını öğretirken de hassas davranır. Bazı el sanatları ve süsleme alanlarında; çırak, kalfa, usta yetiştirmek ise oldukça zordur. Daha meşakkatli, detaylı ve uzun zaman alan sanat dalları; bu nedenle de körelmiş ya da eski görkemini bulamamıştır.