Kentlerin kenti, kalbimizin can paresi Troya…
Adına ne destanlar yazıldı, ne güzellikler… Ne şiirler okundu, ne şarkılar bestelendi… Sadece adı bile tutkuyla anıldı.
Ah aziz Troya.
Adı değişti de kimliği değişmedi. Kimliği oracıkta ve daima aynı görkemi ile kaldı. Güneşe, dünyanın dönüşüne meydan okudu. Bu meydan ki her şeye ve herkese rağmen…
Tanrılar tanrıçalaştı. İnsanlar, taş ve toprak tanrıçalaştı. Troya halkı tanrıçalaştı. Paris ve Helen zaten tanrıçaydı.
Troyalılar ve Akalar tanrıçalaştı.
Paris ve Helen zaten tanrıçaydı.
Altın elma uğrunda gezegeni yakan ve yıkan Athena, Hera ve Afrodit; tanrıçalıklarına tanrısallık ekledi.
Paris ve Helen zaten tanrıçaydı.
Akhilleus ah Akhilleus… Daha da büyüdü. Akhilleus’un ölümlü topuğu oldu Aşiltendonu. Herakles'in namı diğer Herkül’ün Tanrıça Hera’ya ahı oldu.
Kahramanların, kahramanlıkları için verdikleri ömür Troya oldu.
Troya tanrıçalaştı.
10 yıl süren Troya savaşı tahta bir atla tanrıçalaştı. Bir tahta atla parçalandı.
Homeros, hikayelerdenİlyadayı doğurdu. Homeros, anılardan Odysseus’u doğurdu.
***
Troya’nın hikayesi bitmez. Destandan destan yaratılmaya devam edilir. Uğruna yazılan şiirler yeni mısralar, masallar yeni öyküler, söylencelerden yeni destanlar ortaya çıkar.
Kahramanlar büyür.
Troya’ya herkes başka bir gözle bakar. Herkesin gözü nasıl farklı renkteyse, her gözün aldığı, her gözün gördüğü de farklı renktedir. Her gözün açısı da farklı renktedir. Zamanın ötesinden gelen hikaye günümüzde beyaz perdede tiyatro sahnelerinde, dizi setlerinde yeniden doğmaya devam ediyor.
En güzel metamorfozlarından biri ise ‘Troya’dan Bir Seçki (A SectıonFromTroy)’
Destanın en yeni hali… Her bir destanda her bir şiirde olduğu gibi, gören göz buraya yeni sahneler eklemiş.
Yeni sahne de değil aslında, daima orada olan sahneler.
Troya destanında taş ve toprakta tanrıçalaşmıştı. Deniz ve güneşte. Dünya ve Olympos’ta.
İşte ‘Troya’dan Bir Seçki (A SectıonFromTroy)’ de tanrıçalaşan, tanrısallaşan yaklaşımın aynadaki görüntüsü.
Ayna daima karşısındakini mi yansıtır? Aslında ayna sadece görmediğimizi gösterir. Göremeyeceğimizi gösterir. Görülmesi mümkün olmayanı.
Ülkü Sönmez’de ‘Troya’dan Bir Seçki (A SectıonFromTroy)’ kısa belgesel filmi ile, görülmeyeni gösterdi. Başarı tam da buradan. Kamerasının yönünü görülmeyene çevirdiği zaman, kamerası aynaya dönüştü. Görüntüyü kaydetmedi. Sadece yansıttı.
6 Kıtada, 19 Ülkede, 35 Film Festivalinde başarı elde etti. Sadece şimdilik.
Troya’nın Engin Abisini, Engin işçisini gösterdi.
Ülkü Sönmez, arkeolojik kazıların devam ettiği Troya Antik Kentinin bugüne gelmesini sağlayan Prof. Dr. ManfredKoffman’dan şimdiki kazı başkanı olan Prof. Dr. Rüstem Aslan’a kadar herkesin sevdiği ve benimsediği Engin Abinin gözlerini yansıttı.
Troya’yı bir kez daha tanrılaştırdı.
Engin abiyi tanrılaştırdı.
Homeros’un insanları ve Olymposluları tanrılaştırdı.
Yıllarca akademisyen ve arkeologlardan dinlediğimiz Troya Antik Kentini, onun gözlerinden anlattı.