Mustafa Kemal Atatürk, dünyaya ve Türkiye’ye farklı bir pencere açarak dünyadan ayrıldı. Ölümün ardından anılarının, düşüncelerinin ve fikirlerinin yaşamaya devam ediyor olmasının nedeni ise Atatürk’ün dünya çapında görmezden gelinemeyecek olan siyasi, iktisadi, askeri, kültürlü hamleleridir.
Her bir atılımın ve değişimin sonraki hamleleri Türkiye Cumhuriyetinin bugününde de varlığını hissettirenin yanı sıra canlı ve kanlı olarak yaşıyor. Sözleri bugün kulaklarda. Bugün akıllarda.
Mustafa Kemal, gençlere sesleniyor…
"Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
Yokluğunun ve ölünün ardından bir mesaj bırakıyor.
"Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir."
"Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız."
Türkiye’nin yönünü bilime çeviriyor.
"Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir."
“Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ulus kişisinin kafasına koyacağız. Bilim ve fen için kayıt ve şart yoktur.”
“Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır. Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.”
Mustafa Kemal Atatürk, her şeyden de öte, savaşın ardından gelen zorlu süreçte dimdik ayakta duran bu toprakların insanına sesleniyor. Bu iş bitmedi, mücadele devam ediyor.
“Millî hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Önemli olan, çetin olan o yollar üzerinde çalışmaktır. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak. Toplumsal hastalıklarımızı incelersek temel olarak bundan başka, bundan önemli bir hastalık keşfedemeyiz; hastalık budur. O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı bir şekilde tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun doğal sonucu olan refah ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır”
Ve Mustafa Kemal, devrimin kadınlarına daha çok devrim için sesleniyor.
"Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım."
***
İnsanı anmak kolaydır. Anlamak ve o fikir için mücadele etmek zordur. Mustafa Kemal’i anlamak, yarının ışık dolu olmasını sağlayacaktır.
Bir kez daha Mustafa Kemal Atatürk’ü minnet ve şükranla anıyoruz.