Sanatsever’de ‘SERGİ’ sergisi (17.10.2021)

Benim çok hoşuma gitti. Sergi gibi sergi dedim ve yola devam ettim. Sergide hangi sanatçıların nasıl resimleri yer alacak diye n araştırma yapmaya koyuldum.

Sergi açılışı keyifliydi. Tatlı bir telaş. Dingin ve durgun ama ırmaklar gibi bir dinginlik. Gökyüzüne erişmeyi bekleyen, suyun derinliklerindeki büyük dalgalarla beraber bir dinginlik.

Henüz ikinci sergisini açan Sanatsever Galeri’nin ikinci teması da tam da bu dinginlik gibiydi. Tabiatın hakim olduğu sergi gibi sergi karşımızdaydı.

Açılış öncesinde, kentin sanat camiası sohbetleri ise gözlemlemeye değerdi. Bir şekilde 3-4 kişilik gruplar çeşitli kombinasyonlarla bir araya geliyordu.

Herkese sohbet edilecek benzer ama farklı konular var gibiydi.

Sergi de benzer ama farklı tablolarla doluydu.

Her bir sanatçının çalışmalarını ele alma biçimleri, bu ele alışlarda kullandıkları teknik ve malzemeler; kendi düşüncelerinde tabiata işaret ediyordu.

Tabiat dediğimiz kavramının büyüklüğü, niceliği, niteliği ve biricikliğini de düşünecek olursak; konuyu herkes farklı ele almıştı.

Her bir sanatçının ele alma biçiminde öylesine bir bütünlük gördüm ki.

Sergi düzenlemesinde, sergi için eserlerin seçilmesinde bu amaçlanmış mı bilemiyorum. Sanatçılardan biri insanı tamamen dışarı çıkartmış, insanı; doğanın unsuru olarak görmekten ziyade yokluk olarak görmüştü. Hayvanlar dahi resimlerde yokken insanlar hiç şansı yoktu, bu güzide eserlerde olmaya…

Başka bir tarafta ise, teknolojinin olmadığı yerlerde, insanın hayal edemeyecek olduğu formlar, gün batımı renkleri ile birleşmişti. Mekanik ve doğadan olmayan doğal olmayan şekiller ve figürler; doğanın içinde yer almıştı.

İki farklı sanatçının eserlerinin bağı da kolaj çalışmasıyla karşımızda duruyordu. Atık kağıtlarla başlayan ve özel olarak tasarlanıp kolaj ürünler elde edilmiş olan simetrik dizili çerçevelere.

Sergi sergisi yeni açıldı. Önümüzdeki iki hafta boyunca da açık olacak. Bu süreçte izlemenizi, ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Sanatsever Galerinin salonunu gezdikten sonra, bahçesinde oturup biraz doğa, tabiat ve doğal kavramları üzerinde düşünmek; keyif verici ve düşünce/duygu dünyanızda başka bir pencere aralayıcı olabilir.

***

Kendi düşüncelerimi paylaşacak olursam; 3 sanatçı ve 3 farklı çalışma tarzı. 3 farklı tarzda eser.

Fırçalar, boyalar, kendine dönüş, doğaya dönüş ve kendini bulma. Doğaya dönerken de belki de asla doğanın doğal parçası olamama hali.

Doğaya dönüş de değil belki, doğaya kaçış…

Burada da devreye mekanik öğrenilmişlik, mekanik yaşam devreye giriyor.

Bulunduğumuz, insanların bulunduğu konumu göz ardı etmeden, doğaya dönmek sanırım asıl mesele.

Mekanikliğimizi kabul ederek.