Geçtiğimiz iki gün sisli geçti. Tüm kent gri bulutlara teslim oldu. Kasım ayı biraz gri başladı.
Akşama kadar sürdü bu grilik. Hiç de sosyal medyada gezinmek istemediğim bir aralıkta, elim yine sosyal medyaya gitti.
Altın renkli balonlar uçtu, deldi karanlığı.
Sisli Çanakkale’nin semaları, altın renkli balonlarla büründü. Gemiler, karanlık suları, deldi geçti.
100 gemi bırakıldı, Çanakkale Boğazına.
Dünya aydınlandı.
SMA Tip 1 Hastası Ahmet Alp bebeğin gemileriydi.
Ahmet Alp bebek için, dilek hakkı gerekiyordu ve bu dilek hakkı için 100 gem. Hedeflenen ilaç parası için tam 100 gemi gerekiyordu.
Herkes elinden emeğinden ne geliyorsa; yazdı, çizdi. Gitti, ördü, denedi.
Azdan az, çoktan çok…
Hoş çoktan çok olduğuna da inanmayan büyük bir kesim olsa da; toplantı. 100 gemi toplandı ve karanlık suları aydınlatması için Çanakkale Boğazına bırakıldı.
Ahmet Alp bebeğin tedavisi artık başlayacak. İyi haberlerini can kulağa ile dinleyeceğiz. Gözyaşlarımız sevinç dolu olacak. Yutkunamayacağız ama bu sefer acı içinde değil…
Aklımızın bir köşesinde de diğer bebekler olacak. Olmalı da.
Ahmet Alp bebeğin kampanya sayfasında canlı yayınlar gerçekleştirildi. Bir sürü insan katıldı. Her bir insan öylesine sevinçli ve umut doluydu ki…
Ahmet Al bebeğin kampanyası bitti. Tedavisi başlayacak…
Ahmet Alp bebek durmadı ama. Hemen sosyal medya hesabına ‘Derin kardeşime de destek olur musunuz?’ diye yazdı.
Ahmet Alp bebek kurtuldu ama geri de onlarca bebek SMA hastalığı ile mücadele ediyor. Hastalıkla da mücadele etmiyor.
Hastalığa gidilecek yol için mücadele ediyor. Ya da tedavi sırasında sağlığa kavuşmak için…
Düşünsenize, tedavi oluyorsunuz. Tedavi için mücadele ediyorsunuz. Sağlığınıza kavuşuyorsunuz ya da kavuşmuyorsunuz. Ama yapılabilecek her şeyi yapmış oluyorsunuz.
Ya da tedaviye giden yol için mücadele ediyorsunuz. Bir ihtimal var, büyük bir ihtimal ama tedavi olamıyorsunuz.
SMA hastalığı için 2 milyon lira…
2 milyonu geçkin para.
Ha deyince de çıkarılmaz ki…
Nasıl çıkartılsın.
Onlarca hastalık var. Tedavisi milyonları bulan onlarca adı duyulmamış hastalık… İki yol var. Ya tedavi ya tedavi.
Tedavi için kimi hastalıklar için de ciddi paralar isteniyor.
Çünkü, sağlık hakkı denilen bir hak yok. Koca dünyada, sağlık hakkı yok. SMA hastalığı için de benzer bir durum ortada.
Ama SMA hastalığının tedavisi, ilaç şirketlerinin kar hırsı bambaşka bir kulvarda yeniden ve yeniden incelenmesi, irdelenmesi gereken bir husus olarak karşımıza çıkıyor.
Azdan az çoktan çok imece ilkesine dayalı bir şekilde para toplanıyor. Kolay da olmuyor.
Tedavi güzel sonuç versin de canımızı dişimize de takarız…
Peki, sesini duyuramayan onlarca insan?
Tüm dünyada herkes için ulaşılabilir, erişebilir, nitelikli sağlık hakkını kazanana kadar; kültürümüzün biriciği imece öğretileriyle devam edeceğiz.
Başka bebekler de var. Ahmet Alp hemen kampanyanın yönünü diğer SMA’lı kardeşlerine çevirdi. Hemen onlara elini uzattı.
Kampanyaları yüzde 100 kazanımla sonuçlanan diğer bebekler de Ahmet Alp bebeğe destek çağrısı yapmıştı.
Yani mesele bitmedi. Gönlümüz sadece Ahmet Alp bebek için rahat. Sadece Ahmet Alp’in yüz gemilik filosunda kaynayan çorbaya bir tutam tuz attık.
Her şey Ahmet Alp için,
Her şey bebekler için,
Her şey çocuklar için.
Bizim dünyamız, yetişkinlerin hırslı dünyası, kar hırsı; onların dünyasını karartıyorken, birazcık durumun farkında olan yetişkinler olarak; Destek olmaya, birlikte hareket etmeye, dayanışmaya devam…