Dost olan insanın kıymeti, kıymetin gerçekliği, dost olan insanın önemi başka.
Velhasıl kelam, dost başkadır azizim. Kendin seçersin. Seçilmiş bir ailedir. Derdini tasanı anlatmazsın. Bir bakışından anlar.
Dost başkadır azizim.
Kimi zaman kız kardeş olur. Kimi zaman sevgili. Kimi zaman aşk. Kimi zaman ise yalınlık.
Dost, hayata yarenlik eder. Hayata yarenlik eder. Dost, cana yarenlik eder.
Yaşamın uzun yolculuğuna, yarenlik eder.
Başka kimselerce eleştirilen bir tutumunu neden sergilediğini en ince detaylarına kadar bilir. BertrandRussell, “Ansızın birbirimizin aklından geçenleri okuma gücü edinsek, sanırım her şeyden önce dostluklar yok olur” diye bir kelam etmiştir mesela.
Yolun yoldaşıdır. Geçmişin izi, geleceğin ışığıdır. Ama ne geçmiş bitmiştir ne de beklenen bir gelecek. Tam da oradadır. Albert Camus, şöyle tanımlar, “Arkamda yürüme, yol göstermeyebilirim. Önümde yürüme, arkandan gelmeyebilirim. Yanımda yürü ve dostum ol.”
Bir de dost ve düşman kavramları karışır. İkisinin mevzusu da başkadır. Başka derinliktedir. Goethe der ki, “Arkadaş el uzatıp seni yerden kaldırandır, dost ise onu da aşağı çekeceğini bildiği halde sen daha düşerken el uzatandır.”
*
Bazı dertler de sadece dostlar tarafından anlaşılır. Cahit Külebi mısralarına da yansıtmıştır bu fikri,
“Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın,
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın.
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın.
Mavi bir gökyüzümüz olsun, kanatlarımız
Dokunarak uçalım.”
*
Her şey gider. Tüketimin dünyasında her şey biter. Ama bazı şeyler baki kalır. Kalmalıdır da. Şiirlerin Nazım’ı da öyle söyler.
“Biz haber etmeden haberimizi alırsın,
yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin.
Gözümüzün dilinden anlar,
elimizin sırrını bilirsin.
Namuslu bir kitap gibi güler,
alnımızın terini silersin.
O gider, bu gider, şu gider,
Dostluk, sen yanı başımızda kalırsın”
Düşmanında hain olmayanı güzel. Nasıl savaşacağını bildiğin, her şeyi ile kendini gösteren ve sana savaş açan. Nasıl olduğunu bilirsin çünkü böylelikle.
Dost öyledir ki dostluk öyledir ki.
Abraham Lincoln, dostluk kavramını hissetmiş ki derinlerde bir yerlerde. Kim bilir onca karışıklık arasında, nerde tanık olmuş, hissetmiş, bilmiş ve görmüştür.
Nerede nasıl bir olayla yaşamıştır kim bilir???
“Eğer zayıf noktanız, insanlara dostluk göstermenizse, siz dünyanın en güçlü insanısınız” diyor. İnsanlara dostluk göstermek size zarar verse bile bu duygu ve fikrin yüceliği, gücün simgesi misali.
Velhasıl kelam.
Azizim…
Yaşar Kemal’in de dediği gibi…
O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler…
Azizim…
At izi it izine karışmasın.