SON DAKİKA
Hava Durumu

Bilgelik Ağacının Kökleri / KUŞLAR VE YANGIN (31.07.2021)

Yazının Giriş Tarihi: 31.07.2021 10:39

Zamanın birinde, kuşlar ilkbahar geldiğinde her zaman olduğu gibi güneyden kuzeye doğru kanat çırpmaya başlamışlar. Sonbahara kadar yaşayacakları topraklara ulaşmak için.

Yazı geçirdikten sonra geri dönüş yoluna koyulmuşlar.

Geldiklerinde ise, ne evleri varmış ne de meskenleri…

Yakıcı sıcak, kavurmuş. Ağaçların, yaprakların içindeki tüm suyu çıkartmış atmış… Ne karınca yuvaları kalmış ne de kuzuların, keçilerin otladığı otlaklar…

Kuşlar inanmak istememişler… Rüzgarın uçurduğu küllerin arasında cansız bedenleri yatan keçilerin, ineklerin, vaşakların, kuşların öldüğüne… Yanarak can verdiklerine… Dumandan boğulduklarına…

Daha önce de çok yangın görmüşler. Ama bu başka imiş. Eski çağlarda, yorulan ormanlar kurur ve yanarmış. Ama hayvanlarda ormanın kuruduğunu, canının çekildiğini bildikleri için başka yerlere giderlermiş. Ve ormanın hepsi de yanmazmış.

Kuşlar haber almışlar ki.. O büyük yangında yanan ormanların sayısı tüylerinin sayısından bile çokmuş.

Zaman bile ölmek istemiş.

Kuşların acı çığlığına Bilgelik Ağacı zar zor cevap verebilmiş… Kuşlar demiş ki, ‘İnsanlar neden yardım etmedi? Yuvalarınız, yuvalarımız ölürken neden yardım etmedi? Dünyanın kalbi ölürken neden yardım etmedi?’

Bilgelik Ağacı zar zor cevap vermiş… O kadar çok çocuğu ve torunu ölmüş ki… Kendi kökleri ve dallarının yangın acısını bile hissedemez olmuş. Demiş ki, ‘İnsanlar bizi unuttu. Onlar için çalıştığımızı unuttu. Başımıza bir şey gelme ihtimalinde; bize en hızlı ve iyi şekilde nasıl yardım edeceklerini unuttu. Bize yardım etmenin kendilerine yardım etmek olduğunu unuttu. Bizim onlara koşulsuz destek verdiğimizi, bedenimizi, hayvanlarımızı, suyumuzu diledikleri gibi kullandıklarını ve kirlettiklerini unuttu. Ne gerçek bir önlem aldı ne de alacak gibi duruyor. 7 kıtada çocuklarım ölüyor’

Gerçekten de öyle imiş… İnsanlar doğayı unutmuş.

Hatta kimisi demiş ki ‘Falanca yangında kimse ölmedi.’ Kuşlar ve Bilgelik Ağacı da en çok buna üzülmüş. Kimse ölmedi mi?

Ceylanlar? Kangurular? Orman perileri? Kuşlar ve kelebekler? Çınarlar ve çiçekler? Vaşaklar? Kurtlar? Fareler ve sincaplar? Kertenkeleler? Karıncalar? Ve cırcır böcekleri…

Onlar ölmedi mi?

Sonra insanların öldüğü yangınlar büyümüş. Güzel insanları almış, götürmüş… Bilgelik Ağacı, her ne zaman canı yansa; gövdesinde renk değişimi hissedermiş.

O kadar ağaç ölmüş, o kadar hayvan ölmüş ki… O kadar tarla ölmüş, o kadar insan ölmüş ki…

O sene gövdesinde bir yarık meydana gelmiş. Zaten pek de kalmamış kökleri. Sonsuz yaşamında ilk defa gövdesi kanıyormuş. Toprağa yeni tohumlar vermek bile istemiyormuş. Bizlere şarkılar söyleyen kuşlar ve cırcır böcekleri artık konuşmuyormuş…

Gerçekten de Bilgelik Ağacının toprağa tohum vermesi gerekir mi? İnsanlar hak ediyor mu? Yangın haritalarına bakalım mı? Yangını önlemek için alınan tedbirler yerinde mi? Doğal orman yangınlarının neden çıktığı anlaşıldı mı? Yangın çıkma ihtimaline karşı ekipman yeterli mi? Değilse neden? Neden yangınlar söndürülemiyor? Doğa neden çaresiz bırakılıyor?

Sırada hangi yangın var?

Belirtmekte fayda var; sözlerim sadece Türkiye’de gerçekleşen yangınlar için değil.

Yangın sonrası akıllarda olan 3 soru; Doğal yangın mı? Yangın sabotajı mı? Rant yangını mı?...

Sırada hangi yangın var?

 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.