Zamanın ötesinde, evren kozmik bağlar ile birbirlerine bağlı iken Bilgelik Ağacının tohumu dünyaya ulaştı. Anka Kuşunu nerede hissederse, o yöne doğru ilerledi.
Bilgelik Ağacı ve Anka Kuşu arasında da kozmik, mistik bir bağ var idi. Bu bağ, ikisini birbirine yaklaştırıyordu.
Bilgelik ağacı, o mistik enerjiye doğru yola koyuldu. Bin Pınarlı İda Dağına doğru yol aldı. Burası Anka Kuşu’nun en sevdiği yerdi. Bilgelik Ağacı da bu hissetti. Bin Pınarı İda’nın mağaralarından birine gitti. Orada toprak onu sardı, sarmaladı. Orada kök saldı.
Bu topraklarda başka bir şey vardı.
Bu topraklarda baka bir şey olmalıydı.
O mağara, Bin Pınarlı İda’dan, Kaf Dağına uzanıyordu. Bilgelik Ağacı gövdesini Kaf Dağı’na doğru uzattı. Büyüdü, serpildi.
Ama diğer dünyayı da merak etmeye başladı? Ne oluyordu ne bitiyordu? Ne olacaktı?
Herkesin rahatlıkla yaşayabileceği toprakta olmak onun için paha biçilemezdi. Tüm canlılar huzur içindeydi. Merakını gidermek için tohumlarını kuşlara emanet etti. Kuşlarda, tohumları başka diyarlara götürdü. Her kuş farklıydı. Sesi, cinsi, rengi… Şarkıları.
Kuşlar, diyarların topraklarına serdi tohumları. Her biri tohumları ekerken, şarkılar söyledi. Su taşıdı.
Böylece başka başka ağaçlar filizlendi toprak anadan. Hepsinin ruhu Bilgelik Ağacına bağlıydı.
Her bir tohumun yani filizin yani ağacın gereksinimleri vardı. Kaf Dağı’nın ardından su istiyordu bedenleri. Daha güçlü olabilmek için.
Bilgelik Ağacı buna bir hal çare bulmalıydı.
Kuşların gagasına su koysa olmazdı. Hem suyu içerlerdi. Hem de şarkı söylemek istediklerinde, susmak zorunda kalırlardı.
Düşündü, düşündü.
Toprağa özü ilişti. Toprağı minik çanaklar şeklinde şekillendirdi. Kaf Dağındaki minik volkanlardan yardım aldı da pişirdi. Çömlek elde etti. Çömleğe, Kaf Dağı ırmaklarından su koydu.
Kuşlar da pençelerinde taşıdılar, suları. Sular zor durumda olan yeni filizlere can oldu. Bir nevi aşı gibi, onları kötülüklerden korudu.
***
İlk seramiği Bilgelik Ağacı yapmıştı. Hayatı kolaylaştırmak için. Peki? İnsanlar, ilk seramiği nasıl yapmışlardı?
Onlarda, suyu saklamak için yapmış olabilirler mi?
Hadi düşünelim. Bir ırmak var. Ve ırmak yaşa alanına uzak. İnsanların kaldıkları mağara ormanın diğer yakasında. Ama su da içmeleri lazım. Diğer hayvanlarında su içmesi lazım. Diğer yırtıcı hayvanlarında.
Sürekli ırmağa inmek de o zaman tehlikeli. O zaman ne yapılabilir? Ne olacak?
Su taşınacak.
Kimi zaman bir hayvan derisinin içinde. Kimi zaman seramikte.
Çamurdan yapılma, ateşten pişme bir seramikte.