Bilgelik Ağacı’nın tohumları (04.06.2021)

Yaşamın döngüsü bin yıllardır devam eden tarihte sürekli bir devinim içindedir. Bu devinim, karanlık ve aydınlığın ilk birbirlerinden ayrıldığı o ilk andan beri süregelir. Yıldız tozları evrenin dört bir yanına yayılmış ve evrenleri, dünyaları, gezegenleri, galaksileri oluşturmuşlardır. O ilk anda doğan Anka Kuşu’nun devinimi ise, küllerinden yeniden doğması ile ilişkilidir. Yaşamın en güzeli de en çok acı çekeni de aynıdır. Anka Kuşu…

O ilk anda doğan bir başka canlı ise bir tohumdur. Bilgelik Ağacı’nın filizlenmeyi bekleyen tohumu… Aynı anda doğsa da Anka Kuşu ile… Bin yıllar sonra filizlenip, varlığı ile dünyaya yeni bir yaşamı, yeni bir fikri edindirecektir…

Bilgelik Ağacı, bin yıllar boyunca; gezegenlerin yörüngelerinde dolaşmış, kurak topraklarında gezinmiş, güneşin ve diğer yıldızların alevi ile yanmış, kavrulmuştur. Anka Kuşu’nun peşinden koşmuş ve dünya gezegenine kadar gelmiştir. Birbirlerinden bir haber olduklarında bile, birbirlerine çekilen enerjileri o kadar büyüktür ki… ne zaman daha çok yaklaşsalar, işte o zaman başka bir şey olur. Evren, başka bir duygu ve renk kazanır.

O ilk tohum, ağaçların atası olan tohum nicedir gezmektedir. Bin Pınarlı İda’nın derinliklerinde, o ıslak ve soğuk mağarada yaşama sokulmuş ve filizlenmiştir. Bir geçit olan mağara sayesinde köklendiği yüce topraklar Kaf Dağı’nın ardı olmuştur.

Bilgelik Ağacı’nın ismi ise devinimi fark etmesinden gelir.

Devinim yücedir. Devinimin özünü Bilgelik Ağacı yakalamıştır. Her bir yaprağının ve dalının görevi vardır. Ölümsüz olan Bilgelik Ağacı, yaşlanan ve solan yapraklarını toprağın bağrına verir. Toprak o sararmış yaprakları ve dalları sarıp sarmalar. Sarmalanan yaprakların özü köklere ulaşır. Kökler sayesinde Bilgelik Ağacı, yapraklarını yeniden kalbinde hisseder. Doğa da olan doğada kalır.

Ama doğada olanı yok edenlerde vardır. Doğanın parçası olan insanlar. Ve birde doğada olanın doğada kalmasını isteyen insanlar. Rüzgarın şiddetinden kırılmış bir dalı suda filizlendirerek yeniden kök veren, onu toprağa ekerek yeniden yağama tutunmasını sağlayan insanlar…

Bilgelik Ağacı elbette ‘sürdürülebilirlik’ kavramını bu şekilde açıklamaz. Ama bir kavramı açıklamadan önce zihnin yaşamın incelikleri arasında gezinmesi gerekir. Bu gezinti sayesinde doğanın ve doğallığın nasıl işlediği ve çalıştığı daha iyi kavranır.

İlk basamak anlaşılmadan sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir yaşam anlaşılamaz.

Bilgelik Ağacı, Anka Kuşu ile olan bir konuşmasında, “Yaşamın özü, kalbin aynasıdır. Canlının kendini görebilmesi için gerekli olan berrak bir yansımadır. Yaşamın devamlılığının mümkün olan en üst mertebede devam edebilmesi için gerekli olan, özün iyi kavranmasıdır. Sürdürülebilirliğin ve sürdürülebilir yaşamın en önemli basamağı neden gerekli ve önemli olduğunun kavranmasıdır. Bazen merdivenler çıkılırken 2-3 basamak atlanabilir. Ama bu tehlikeli ve geri dönüşü olmayan şeyler doğurabilir. İyi düşünmeli ve buna göre hareket etmeli. Ben ki ilk tohumum. Ama binlerce yıl bekledim filizlenmek için…”