SON DAKİKA
Hava Durumu

Bilgelik Ağacı’nın Kökleri (21.05.2021)

Yazının Giriş Tarihi: 21.05.2021 10:58

Derdi anlatmak, duyguyu ve fikri anlatman bazen çok güçtür. Kelamını anlatmanın da bin bir farklı yolu vardır. Ses, dokunuş, göz göze gelme, nefes alış, can acıtma, kahve….

Binlerce yolu olan iletişimde ama başka bir yan daha var.  

Mevlana Celaleddin-i Rûmî’nin dediği gibi ‘Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır’…!?

Katılmakla beraber bir ekleme yapmak da fayda var. Kelamını anlatmak istediğin kişiyi anladıkça sözü söylemenin yükmünü de bilirsin. Eğer ki karşındaki incinmişse sözlerin ve dil dışındaki diğer konuşma biçimlerinin yardımı onun anlayışını değiştirir. Söz nedir ki? Kelime? Cümleler nasıl kurulursa kurulsun karşındakinin anlamak istediği kadar anlaşılabilirsin…

Peki ya aksi?

Karşındaki kişinin seni anlaması ya senin önceden ses verdiğin kelimelerle ilişkili ise? O iki kişi arasındaki kelamın geçmişi ve birbirinden bağımsız hayatlarındaki evvelcesinde ise?

Her bir an yarına deneyim iken sınırlar ve duvarlar, geçilmez kanyonlar ve uçurumlar varken… O sınırları aştıktan sonra, yerle bir ettikten sonra duvarları ne olur?

Belki de o an değişir. Karşıdaki insanın anlamak istediği…

Sesin rengi duvarları aşar… Ama bazı duvarlar sabit kalır…

***

Sesin rengi, düşüncenin kişiliği kelimelerin okunuşuna anlam verir. Bir roman mesela. Kimbilir hangi çıkmazlarda ve aydınlarda yazılmıştır. Hangi varlık ve yokluğun arasında? Hangi arafta?

Kitabın satırlarına anlam kazandıran, kelamın sahibi yazar ne istemiştir? Ne vermek istemiştir? Tüm yargıları mı? Hangi söylenceyi yazı dili ile ölümsüzleştirmek istemiştir?

Bilgelik Ağacı’nınkelam ve okumayan arasındaki gizemli bağdır. Kelimenin anlam kazanması, ölümsüzlüğe kavuşması onun sayesinde gerçekleşmiştir. Uzun yıllardır yazılan çok şey kendi bedeni üzerine kazınmıştır… Kağıdın ortaya çıkmadan papirüslerinkaleme alınmadığı zamanlarda yazılan taşlar ve ceylan derileri kendisi ile bağlantılı değildir. Birde günümüzde dijital dünya dili…

Tohumlarına yazının kazınması için izin veren Bilgelik Ağacı her bir satır yazıldığında sözün neyi söylediğini anlar. İyi mi? Kötü mü? Ama insanlar anlamaz. İnsanlar bazen yabanıl düşünceler ile okur. Bazen sevda yüreği ile.

Sözün ne olduğu kişinin yüreğinde barındırdığı düşlere ve fikirlere bağlıdır. Aslında söylemek istediğinin ne olduğu ve olmadığına bakmak bazen. Ayrılık mektubunda aşk kırıntısı okur kimi sevgili, kimisi de umut dolu sözcüklerde acıyı görür.

Yazılan ve çizilen her şey de satır aralarını okur bazıları da. Kimi insan saklamak ister. O gizde neler olduğunu ya da yalan sözlerle nelerin saklandığını anlayacak kadar insan yaşamında kabiliyet ve bir o kadar da duygularından arınmış bir mantığa sahiptir.

İletişim karmaşıktır. İnsanların içlerinde ki duygu ve fikirleri yansıtma biçimi de.

Sözlere göre; belki barış, barıştır. Belki de barış savaştır.

Bir tek Bilgelik Ağacı bilir, söylenenle asıl ne denmek istediğini.

Bir tek Bilgelik Ağacı bilir.

 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.