SON DAKİKA
Hava Durumu

Bam bam (05.09.2021)

Yazının Giriş Tarihi: 05.09.2021 13:59

Sözlüklere göre; Bam Teline Basmak deyimi duyarlı olunması gereken konular hakkında kötü sözler sarf etmek anlamını taşır. 'Damarına basmak' deyimi ile eş anlamlı da kullanılabilen Bam, birisinin hassas olduğu konularda aynı hassasiyeti göstermemek anlamı taşır.  Birinin çok önemsediği şeyler hakkında ileri geri konuşup o kişinin sinirlenmesine neden olmaktır.

Bir kimsenin çok hassas olduğu bir konuya temas etmek veya kızacağı bir şeyi yapmak için kullanılan bir deyimdir.

“Bu, onun yüreğinin bamteline dokunmuştu...”

Sözlükte iki anlam taşır. Kimi sazlarda en kalın ses veren tel ya da kirişe verilen Bam telinin kelimesinin ikinci tanımı ise insanın alt dudağının hemen altındaki seyrek sakal telleridir.

Sakalın dudağa en yakın olan kalın teline de denilen bam peki nasıl oldu da deyim oldu?

Rivayete göre telli sazların en üstünde bulunduğu ve kalın ses verdiği için bu tele musikîde bam teli denilmiş. O eski zamanlarda en yüksek perdeden nağme çıkaran bam telinin sesini; bağıran, öfke ile sesini yükselten kişilerin sinirlenmelerine benzetmişler…

Bam, bağırmış.

Bam, yükselmiş.

Bam bam olmuş.

O eski zamanlardan beri kullanılan bam teli deyimi ise günümüze kalmış ve anlamını yitireceğe de benzemiyor.

İsterseniz pandemi deyin isterseniz ekonomik kaygı ya da işsizlik sorunlar, dünyanın gidişatı…

Öyle ya da böyle insanların içinde tutamadıkları bir öfke durumu var. Hal böyle iken de insanların bam telleri yani öfkeleneceği şeyler de artıyor. İnsanların davranış biçimlerindeki tüketim çılgınlığı ise beraberinde başka kimselerin daha çok bam teline dokunuyor.

Davranışın tüketim çılgınlığı, o veya bu kişinin en hassas oldukları konulara iğne sağlıyor. Hem de yüzyıl uyuyan güzelin iğnesini…

Hatırlayalım; Kötü bir cadı yüzyıl uyuyan güzel eline battığında derin bir uykuya dalmasına sebep olacak bir iğne yapmıştı. Sadece gerçek aşkın kurtarabileceği bu uyku ise yüzyıl sürmüştü.

Aynı kötü kalpli cadı, o iğneyi toplumların kalbine batırdı.

Duyarsızlaştırdı.

O iğne ile bam tellerinden acı şarkılar çalmaya başladı.

Yüzyıl Uyuyan Güzel masalını toplumsal cinsiyet açısından başka bir yazıda değerlendirmek için kenarda bırakalım.

Günümüzde o kadar acımasızca ve bilinçli olarak insanlar birbirlerinin bam tellerine dokunuyor ki. O tellerden sadece ses çıkmıyor. Sadece kalın ve öfkeli bir ses çıkmıyor. O kadar sert dokunuluyor ki, o kadar acımasızca dokunuluyor ki… Sadece derin bir öfke ve acı duyuluyor.

İnsanlık ilişkileri bozuluyor. Birçok nedeni var elbette. Birçok şekli ve değişkeni var.

Ama bu bam telleri acımasızca yakıyor bedenleri.

Kanatırcasına…

İnsanı mermer kadar soğuk, çelik kadar soğuk yapıyor. Hoşgörü ve taviz neredeyse ortadan kalkıyor.

Sadece aşk bunu önlüyor. Demiri pamuk kadar yumuşak hale geliyor.

Aşkın her hali, dünyayı yaşanacak kılıyor. Sevgi nasıl bir güzellik ise, yüreğimizi ısıtıyor. Bazen bir çocuk kahkası bazen aile sıcaklığı bazen dost sohbeti bazen de bir sevgili gülümsemesi…

Ya da kalbimiz o kadar karanlık hale geliyor ki…

Sevgiyi paylaştığımız insanların, aşkımızı paylaştığımız insanların yüreklerine, bam tellerine acımasızca vuruyoruz.

Bam bam.

 

 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.