ANKA'NIN 7 GÜNÜ / Flamingo (21.04.2021)

Dünya gezegeninin işleyişinde önemli noktalardan, yapı taşlarından, dönüm noktalarından biri olmak onun kaderinde vardır.

Güneşin toprak taneciklerini öptüğü o ilk anlardan itibaren bu yazgı, kaderine yazılmıştır. Anka Kuşu, bu yazgının ilk satırlarının oluştuğu anı ise çok iyi anımsıyordu.

Kuşların bestelerinden havada süzülerek toprağa konmuştu.

İnsanlardan önce kuşlar gelmişti bu coğrafyaya. Gerçeğin, sevginin, aşkın habercileri. Bu haberciler dünyanın dört bir yanında kanat çırparak seyahat ediyorlardı. Her bir alanı karış karış geziyor, tüm çiçeklerle konuşuyorlardı.

Bazı kuşlar bulundukları bölgelerden hiç ayrılmazlardı. Her bir toprak tanesi ve suyun zerresi ile konuşurlardı. Her filizlenen tohuma can şarkıları söylerlerdi. Uzak diyarlardan gelen haberleri de göç kuşları sayesinde öğrenirler ve dünya hakkında daima fikirleri olur.

Anka Kuşu’da göç kuşlarından biri olarak yaşamını sürdürmektedir.

Bütün kuşlara gördüklerini heyecanla anlatır. Bütün kuşlardan masalları heyecan ve coşku ile dinler.

Bin Pınarlı İda eteklerinde gezinirken bazen kendini bu mucizevi ormanda kaybeden Anka Kuşu baharın gelişini bekler. Her sene Suvla gölüne gelecek olan Flamingoları bekler. Flamingolar nisan ayında, gölün kıyılarını toz pembeye boyadığı sırada, Anka Kuşu ile baharın gelişini bir kez daha kutlar.

Kuşların sesleri, Çanakkale topraklarının kadim ve kutsal olacağının gerçek habercisidir.

Söylenceye göre eğer ki bir gün, kuşlar, mola evlerinde, hanlarında kalacak bir yer bulamazsa, bu topraklar kadimliğini kaybedecektir. Bu nedenle, bu alanların korunması, o eşsiz göllerde kuşların beslenmesi, bu toprakların bin yıllardır var olan sihrini suda yüzerken tüyleri arasına almaları gerekmektedir.

Rivayete göre Flamingoların mucizesini gören insanların yüreklerinde huzur olur. Toz pembe hayaller görürler. Bu hayalleri gerçek kılmak için mücadele ederler. Binlerce kilometre kanat çırpan Flamingolar gibi onlarda, daha güzel bir dünya için savaşır.

Zaten hep öyle değil midir?

Bu topraklar daima güzellikler ve çirkinliklerin sınırıdır. Tarih yapraklarında savaşlara sahne olur. Bu savaş da şimdiye kadar güzellikler hakim olmuştur. Güzelliklerin torunları olan bizlerde bu topraklarda iyi ki hala Flamingoları görmeye devam edebiliyoruz. Ve torunlarımızın da görmeleri ve toz pembe hayalleri gerçek kılmaları için gönülden çabalamalarını, mücadele etmelerini diliyoruz.

Anka Kuşu’ belki de o kadim kuşların arasında belki de hala diğer diyarların maceralarını ve masallarını dinlemek için Flamingoların yanına gidiyor…

Anka Kuşu göç mevsiminde bizlere göz kırpmak için bekliyor..