SON DAKİKA
Hava Durumu

İkonanın güncesi… (12.03.2021)

Yazının Giriş Tarihi: 12.03.2021 10:01

Cevap vermediğim aramalar var, telefonumda. Onlarca mesaj cabası. Arafta bocalayan insanların derdini bilmiyorum ama, pekala onları anlıyorum.

 

Serseri mayın gibiler. Hayata dair biriktirdikleri tek bir tecrübeleri yok. Belli ki, matruşka gibi bir durum var ortada. Küçükten büyüğe doğru üst üste birbirine geçen matruşkalar, şapkadan tavşan çıkaran sihirbaza inat, peş peşe birbirinin altından çıkabiliyor. Matruşka, Rusya’nın en bilinen hediyeleri arasındadır. Bizdeki, el emeği göz nuru elişi oyaları gibidir.

 

Birde, orasından burasından anahtarlık türü bişey ile kurulan arabalar vardır. Eskiden pil zayiatı olmasın diye, manuel tabir edilen bir sistemle bu arabalar kurulup, araba ortaya salınırdı. Kurma koluyla kurulan arabalar, çocukluğumuzda sahip olmak istediğimiz bir oyuncaktı. Basit bir düzeneği vardı, kuruyorsun, bıraktığında oyuncak araba yürüyordu. Arabanın tek yeteneği buydu.

 

İkonalar, Hristiyan dünyasında özellikle Kilise külliyatında gelir akçası olarak satışı olan bir envanterdir. Başta Hazreti İsa olmak üzere, Meryem Ana, Haç ve Azizlerden oluşan ikona çeşitleri, puta tapar bir inanç sisteminden Hristiyanlığa yatay geçiş yapmış bir argüman olarak hala modasını sürdürüyor. Nerdeyse, her Hristiyan’ın evinde bu tür ikonalara rastlamak mümkün.

 

Tıpkı, puta tapar toplumlardaki her ailenin kendine ait bir tanrı-ikonası olduğu gibi, günümüzde de Hristiyanların nerdeyse 2 bin yıllık bir ikona geleneği vardır. Bunca gelişmişliğine rağmen, bunca teknolojiye rağmen, bunca iletişim çağının baş döndürücü hızına rağmen bu ikonalardan medet uman gelişmiş AB ülkeleri nasıl bir fayda bekliyor?

 

Arap toplumlarındaki İslamiyet öncesi puta tapar inanç sistemlerinde var olan putlar; kimi zaman hamurdan, kimi zamanda çamurdan kendi elleriyle yapılırdı. Sonra da, kendi elleriyle yaptıkları bu putlara taparlardı. Bu akıl dışı inanç sistemi, aynı zamanda o toplumun zihinsel gelişimine ilişkin ipuçları da veriyordu. Mantıklı bir açıklaması yoktu. Sadece, elleriyle ürettikleri bu putların Tanrı ile kendi aralarında “vesile/köprü” olduğunu iddia ediyorlardı.

 

Hristiyanların ikonası da benzer bir görev görüyor. En azından buna inanılıyor. Kendisine faydası olamayan bu ikon ve eski zaman putların günümüzde de birkaç varyantı bulunuyor.

 

Puta tapar toplumlar ikon/putlarını hamur ve çamurdan yaparken, Hristiyanlar biraz daha estetik ve sanat kaygısıyla maden, taş yontması ve değişik elementlerle yaptılar. Düşünebiliyor musunuz, uzay ile ilgili kendilerine hedefler belirleyen bir çok gelişmiş ülkeler, son derece akıl dışı bir inancın somut argümanlarına çok özel mana yükleyebiliyorlar.

 

Çok değil, Hazreti Nebi’nin vefatından 40-50 yıl sonra da benzer bid’atlar bile isteye Müslümanların hayatına sokuldular. Kur’an’ı Kerime göre yeryüzü mescit kılınmışken; camiler ve mescitler mabetlere dönüştürüldü, kutsallık atfedildi. Oysa, Hazreti Nebi döneminde bir çardak olarak inşa edilen Mescid-i Nebevi’de meşveret yapılıyor, kılıç ve harp sanatları öğretiliyor, düğünler gerçekleştiriliyor, güreşler tutuluyordu. Hatta, insanların sorunları dinlenip, çözümler üretiliyordu.

 

Herkes çocukluğunda yaşamıştır. Babalarımız elimizden tutup teravih namazı için camiye götürdüğünde, o koca amcalar gürültü yaptığımız ya da güldüğümüz için, Allah’ın divanındaki namazı bozup şaplağı yapıştırıyordu. Siyer kitaplarını okuduğumuzda ise, muazzez peygamber Hazreti Muhammed Aleyhisselam, sahabeye farz namazları kıldırırken, torunlarını sırtında taşıyordu.

 

Tabular, putlar, ikonalar bitmiş değil.

 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.