Sözlü ve yazılı kültürümüzde, ibretlik menkıbeler bulunur. Gerçekten yaşanmış mıdır, yoksa üstadların talebelerini yetiştirmek üzere hayal ve hikmet dünyalarında ürettikleri hikayeler midir, bilmiyorum.
Halkın hafızasında ve dilinde olan bir deyiş vardır:
Harabat ehlini hor görme Şakir / Defineye malik viraneler var…
Menşei, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerine aittir ve muhtemelen “Marifetname” isimli meşhur kitabında yer almıştır. Hikaye/menkıbe şöyledir:
“İbrahim Hakkı Hazretleri ve Şakir ile Zakir; İbrahim Hakkı Hazretleri'nin Şakir ve Zakir adında iki oğlu vardır. Hasankaleliler her ikisine de sonsuz saygı ve sevgi duyarlar. İbrahim Hakkı'nın küçük oğlu Zakir, yavaş yavaş itibarını kaybetmeye başlar, son derece dindar olan Hasankale halkı Zakir’in her zaman meyhaneye gitmesine çok kızar olmuşlar. Zakir gününün büyük bir kısmını meyhane köşelerinde geçirir. Şakir ise tıpkı babası gibi son derece dindardır.
Bu sırada garip bir olay olur. İbrahim Hakkı Hazretleri, Zakir'in meyhane borcunu ödemek üzere meyhaneci ile görüşür. Meyhaneci, İbrahim Hakkı Hazretleri’ne der ki, "Zakir'in hiç bir şekilde bana borcu yoktur. Sebebine gelince, Zakir sabahtan gelir oturur, akşama kadar şarap içer. Ertesi günü gelince, onun şarap içtiği fıçıyı dolu bulurum." Bu cevabı alan İbrahim Hakkı Hazretleri, Zakir'in artık bir ermiş olduğuna kanaat getirir.
Bir gün İbrahim Hakkı Hazretleri, oğullarını imtihan etmeye karar verir. Sabah namazından önce iki oğlunu da yanına alarak kaleye çıkar. Tan zamanı burcun önünden tam otuz iki tane güvercin geçermiş. Bunlar kırklardan olan perilermiş. İbrahim Hakkı önce büyük oğlu Şakir'e dönerek, "Oğlum Şakir kendini burçtan aşağı at" der. Şakir korkar, babasının isteğini yerine getiremez. İbrahim Hakkı Hazretleri daha sonra küçük oğluna döner, aynı teklifi ona da yapar. Zakir, hiç gözünü kırpmadan babasının sözünü dinler ve kendisini kalenin burcundan aşağı atar. Tam o esnada otuz dokuz güvercin peyda olur. Bu otuz dokuza bir de Zakir ilave olur, kırk olurlar. Böylece Zakir kırklara karışmış olur.
İbrahim Hakkı Hazretleri diğer oğlu Şakir'e dönerek şöyle söyler: Harabat ehline hor bakma Şakir Defineye malik viraneler var. O günden sonra kırklara karışmış olan Zakir'i kimseler göremez. Kaynakça; (Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)”
Bunu niye anlattım? Eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün en lüzumsuz, en gereksiz ve en alakasız bir durumda yaptığı çıkış, hayret verici tepkisi karşısında; bir emperyal planın olduğu anlaşılıyordu. 17/25 Aralıkta suskun, Gezi Olaylarında yandaş, referandumda sessiz, Kudüs oylamasında görünmez olan sayın Abdullah Gül’ün bir KHK için kendini ortaya atması sizce de manidar değil mi?
15 Temmuz darbe girişiminde, nice Zakirler vardı. Tankın paletleri altına yatan, canını ortaya koyan, FETÖ’nün lejyonerlerinin doğrulttuğu silahların namlusu önünde dimdik duran nice yağız yiğit Zakirler vardı. Sayın Abdullah Gül’ün, 15 Temmuz ile ilgili tafsilatlı bir açıklamasını okudunuz mu? Şehit ve gazilerimizle ilgili güzel bir çift söz duydunuz mu?
Ancak, 15 Temmuz’un isimsiz kahramanlarıyla ilgili çıkarılan KHK üzerine Gül’ün yaptığı bu açıklama, doğrusu hem anlaşılır gibi değil, hem de şüphelerimizi teyit şeklindedir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik başlatılan “dost kalkışmaları”, ne yazık ki ilk değil, sonda olmayacak. Reis’in sırtından yediği hançer sayısı, siyasi hayatından fazladır. AK Parti ve Reis üzerine kurulan kumpaslar, hem içerde hem de dışarda sürüyor. Bunun bir Türkiye’nin beka sorunu olduğunu bilen emperyal güçler ve onlarla iş tutanlar bir yanda, meselenin vahametini anlamakta zorluk çekenler öbür yanda…