Eskiden olsa çoktan "milletvekili pazarı" kurulmuştu. Ama bu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde meclis çoğunluğu gibi bir argümanın yeri yoktur. Çünkü, parlamenter sistemin bütün arıza unsurları, mevcut sistemde törpülendi.
AK Parti'nin yaşadığı istifalar, bu istifalar neticesinde bilinen Gelecek ile Deva partilerin ortaya çıkması, aslında iktidar partisinin çetin sınavıydı. Şimdi, aynı çetinn sınav ana muhalefet partisi CHP'nin başında. Bir tarafta DSP, diğer yanda Muharrem İnce'nin Memleket Hareketinin partileşme süreci düğmeye basmış olması..öbür yanda CHP'nin İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Mustafa Sarıgül'ün Türkiye Değişim Partisi. Sınavdan kastım bunlar, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun önünde böylesine zorlu bir mücadelesi olacak.
Muharrem İnce'nin yaptığı basın toplantısında açıklamalarından satır başları şu şekilde:
- Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenciler biz atanmış rektör istemiyoruz deyince sayın Erdoğan “yürekleri yetse cumhurbaşkanına da istifa diyecekler” dedi. Acaba muhalefet bir şey diyecek mi diye bekledim, muhalefetten tık yok. Milyonlarca yüreği yeten bir insan var bu toplumda. Ben onların sözcüsü olarak diyorum ki: Evet, istifa etmelisin! Bu muhalefet diyemiyor bunu, meydan okuyamıyor.
- Toplumu karpuz gibi bölmüşler, herkes yerinden memnun ama biz memnun değiliz. Biz üçüncü bir yol sunuyoruz insanların önüne. Alternatif çözüm üretemeyen bir muhalefet Türkiye'nin kaderi bu olamaz. Türkiye sahipsiz değildir, çözüm vardır umut vardır büyük sorunlar köhnemiş yöntemlerle çözülemez. Biz Türkiye'ye bir fırsat bir çıkış yolu bir seçenek olacağız. Özgür bir Türkiye yaratacağız.
KİMLERLE YOLUMU AYIRIYORUM?
- ABD'den demokrasi dilenenlerle yolumu ayırıyorum. Atatürk'e kefere diyenleri yönetici yapanlarla yolumu ayırıyorum. Mustafa Kemal deyip Mustafa Kemal Atatürk diyemeyenlerle yolumu ayırıyorum. Ben askeri değilim yoldaşıyım diyenlerle yolumu ayırıyorum. Grup başkanvekilliği seçimini bile kaldırıp atamaya getiren bu yönetimle yolumu ayırıyorum. CHP aday yapmayınca başka partiden aday olup bugün CHP'yi yönetenlerle yolumu ayırıyorum. FETÖ'cüleri Sorosçuları koruyanlarla yolumu ayırıyorum.
Bu yol ayrımına ilişkin Muharrem İnce'nin manifesto gibi açıklamaları, içinde ağır ithamlar barındırmaktadır. Bu ithamlar içerisinde iki başlık öne çıkıyor; birisi Atatürk hassasiyeti, diğeride FETÖ rabıtası. Tabii buna birde, PKK terör örgütünün siyasal uzantısı HDP ile hep aynı hizada durmaları.
Özetle, CHP'nin özellikle Muharrem İnce sınavını yarasız beresiz atlatacak gibi gözükmüyor.