Turan'a, AK Parti Çanakkale İl Başkanı Naim Makas, Lapseki Belediye Başkanı Eyüp Yılmaz, Geyikli Belediye Başkanı Mevlüt Oruçoğlu ile ilçe başkanları ile oda ve borsa temsilcileri eşlik etti.
Turan, ziyareti kapsamında ilçe meydanında toplanan vatandaşlarla bir araya gelerek gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Yerel seçimin genelden daha farklı olarak hayata birebir dokunan bir anlayış olduğuna vurgu yapan Turan, "Oylarınız aslında sizin nasıl yaşayacağınızı da ortaya koyacak. Yerel seçimlerden sonra AK Parti yerelde yüzde 10'da olsa yüzde 90'da olsa 5 yıl boyunca hükümet belli, cumhurbaşkanı belli. Biz isteriz ki yerelle genelin uyumu yatırımların çok daha büyük bir oranda hızlı takibi olsun memlekete katkı sağlasın." dedi.
Seçimlere 2 ay kaldığını belirten Turan, " Türkiye'de demokrasinin standartları kolay elde edilmedi. Büyük emek verildi. Darbeler, kavgalar oldu. Ama Türk toplumu demokrasiye çok yatkın bir toplum olduğundan olsa gerek ki, her darbeden sonra kısa süre içerisinde demokrasiyi inşa etti. Kurtuluş Savaşı'nda bile meclisi kapatmadı. Büyük deprem oldu büyük afete rağmen seçimler zamanında yapıldı. Yani seçim kültürü çok kıymetli bir kültür. Hatta seçime katılma oranı ülkemizde Avrupa'dan çok daha yüksek oranlarda gerçekleşiyor. Avrupa seçimlerde yüzde 40'ları 50'leri bulunmazken Türkiye 85-90'ları bulan bir katılımla herkesin iradesini sandığa yansıtıyor." diye konuştu.
Kaldırımdan çöpe kadar, parkından bahçesine kadar, suyundan doğal gaza kadar her alanda hayatın tam içindeki bir nokta olduğunu ifade eden Turan, şöyle devam etti:
"Oylarınız aslında sizin nasıl yaşayacağınızı da ortaya koyacak. Yerel seçimlerden sonra AK Parti yerelde yüzde 10'da olsa yüzde 90'da olsa 5 yıl boyunca hükümet belli, cumhurbaşkanı belli. Biz isteriz ki yerelle genelin uyumu yatırımların çok daha büyük bir oranda hızlı takibi olsun memlekete katkı sağlasın. İsteriz ki Çanakkale'mizin her tarafında da Ankara'yla uyumlu bir yönetim anlayışı olsun ve yeni 5 yılın hükümetin belli olduğu, Cumhurbaşkanı'nın belli olduğu, bakanların belli olduğu bu 5 yılı beraber takip edelim, hizmet edelim. Milletin iddia ettiği gibi 3 puan, 5 puan düşerse tekrar seçim olmaz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin anlamı zaten o, 5 yıl seçim yok."
Türkiye'nin bir ve beraber olduğunu, teröre karşı ulusal oyunlara karşı beraber olmak durumunda olunduğunu aktaran Turan, "Bakınız Orta Doğu'da Batılı ülkelerin ıslarla her taraf yansın talebi var. Bir bakın şöyle. Sadece Irak Suriye değil, Filistin değil, her tarafta Batılı ülkelerin oyunları var, iddiaları var. Bunu bozmak için uğraşan da çok az sayıda ülke varken Türkiye. Bakın değerli arkadaşlar kardeşliğimizi kaybetmek en büyük bedel ödetebilir. O yüzden ortak payda da bir araya gelmeye beraber iş yapmaya seksen beş bin kardeşliğine omuz vermeye görevliyiz. Bakanlarımız terör başta küçük ana başlıkta büyük mesafe aldık. Gece gündüz olağanüstü teknolojik imkanlarla adımlar atıyoruz. Bu ülkede terör olmasın diye askerimiz, polisimiz, jandarmamız çok büyük mücadele veriyor. Bazen içimiz kan ağlıyor. Şehit haberleri geliyor. Hava şartlarıyla beraber ortaya çıkan o hepimiz için acıtan haberlerin dışında Türkiye içinde eskisi gibi artık hamdolsun bombalar patlamıyor. Terör örgütü yok olmuş kadar zayıfladı. katılım durdu. Zaman zaman ne işiniz var sizin Türkiye'sinin dışında diyorlar ya televizyonlarda emekli bazı insanlar. Oysa askerimiz orada olduğu için Türkiye'de bu terör örgütünün başı kesildi. Çünkü terör yerinde kurutulur anlayışını hayata geçirdik. O bölgede terör devleti kurmak isteyen büyük büyük ülkelerin desteğiyle adım atan örgütlerin kendi arasındaki istihbaratı, iletişimi, her türlü lojistiği kesildi." şeklinde konuştu.
"Pençe Kilit Operasyonuyla her gittiğimiz yerde adeta pençe atarcasına oraya yerleştik" diyen Turan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Oraya üst bölgemizi kurduk. Örgütün zayıflama sonucunda Türkiye'nin içerisinde eylem yapamaz hale geldi. Yazın git, kışın gel. Sezonlu terör faaliyeti ve engel faaliyeti olmaz. Oraya gittik terörü geri püskürttük. Tekrar geriye geldik. E orası da olmayacak. O yüzden ne yaptığını bilen işinin başında fedakar komutanlarımız, idarecilerimiz var ve bu ülke terörden arınsın diye biz oralarda üst kurmaya çalışıyoruz. Bu anlayışımızı devam ettireceğiz. Aynı şekilde göçle mücadele Afganistan, Pakistan başta olmak üzere büyük bir havza var ve maalesef tüm o göç unsurları Türkiye'nin üzerinden Avrupa'ya gidiyor. Tam yolun ortasındayız. Güzergahın tam göbeğindeyiz. O yüzden büyük bir imtihanla karşı karşıya olduğumuza rağmen büyük bir mesai harcayarak büyük bir ciddiyet işlerin üzerine giderek operasyonlarımızı yapıyoruz. O yüzden burada yaşayamıyorum deyip de kendi gidenler olmak üzere birkaç yüz bin kişinin geri gidisi sağlandı. Ve devam edecek. Eskisi gibi göç sorunu ortadan kalkarak tekrar yolda devam edeceğiz. Ve bunu yaparken de insan haklarından kendi kültürümüzden ödün vermeden bunu yapmaya çalışacağız. Birilerinin yaptığı gibi botlara batır, insana öldürmekle değil. Anlayışla, dinleyerek, çözüm üreterek sorunu çözeceğiz."
Bülent Turan, uyuşturucuyla mücadele konusuna da değinerek, "Çok şeyde mücadelemiz var. Biz ne yaparsak yapalım, asker polis ne yaparsa yapsın. Uyuşturucuya karşı en büyük güç annelerimiz kendisi. Eğitimle takiple yeri geldiğinde ihbarla mutlaka bu melanetin durması sağlayalım. Avrupa Adeta teslim oldu. Şu kadar grama kadar serbest. Bu da serbest şeklinde planlar yapıyor. Biz teslim olmadık olmayacağız. Farkındasınızdır? Her gün artan bir motivasyonla uyuşturucu karşı çok yük operasyonu yapılıyor. Ama anneleri çağrıda buluyorum. İhbarla ilgili emniyetimiz jandarmamızı ihmal etmeyin. Gördüğünüz, duyduğunuz ne varsa bunları bilgilere iletin." dedi.
Türkiye'mizde hiçbir ilde, ilçede hatta mahallede devletin gücü dışında güç olmasını istemediklerini kaydeden Turan, "Hiçbir mafyavari yapıya, çeteye, organizeye izin vermeyeceğimizi söylemek istiyoruz. yıl sonuna kadar bu memlekette hiçbir mahallede göreceksiniz bir tek çete kalmayacak. Çünkü biz tek otorite devlete biliriz. Polisimizi askerimize biliriz. Ben şımarırım, ben yanlış yaparım demek bunu görmez. Çeki ben tahsil ederim. Ona ben yanlış yaparım deme hakkı haddi hiç kimsenin değil. Göreceksiniz tertemiz bir sokak anlayışını tertemiz bir mahalle anlayışını beraber inşallah hayata geçireceğiz." değerlendirmesinde bulundu.